SABRİ DUYSAK


İLLA EDEP, İLLA EDEP!

MHP'nin AK Parti'yle kavgalı olduğu bir dönemdi...


iLLA EDEP, İLLA EDEP!

MHP'nin AK Parti'yle kavgalı olduğu bir dönemdi...

AK Parti Antalya Milletvekili Yusuf Ziya İrbeç partisinden istifa ederek MHP'ye katılmıştı...

Benim de MYK üyesi olarak katıldığım MYK Üyeleri ve Milletvekilleri birleşik toplantısında Yusuf Z. İrbeç söz isteyerek kürsüye geldi...

İstifa ettiği partisini karalamaya başlamıştı ki, Devlet Bahçeli sözünü keserek müdahale etti...

Bütün siyasilere örnek olacak ve siyaset etiği ve ahlakı açısından ders niteliğinde şu çıkışı yaptı:

“Sayın İrbeç, burası Milliyetçi Hareket Partisi'dir. Ayrıldığınız partiyi karalamanızı hoş göremeyiz. Lütfen sözlerinize son veriniz”

Adam yıllarca, hatta 10 yıl-20 yıl MHP veya yan kuruluşlarında görev yapmış...

Kimse kimseyi kandırmasın, seçilerek değil, Devlet Bahçeli'nin lütfuyla bu görevleri almış...

Kimi de binlerce şehidi, onbinlerce gazisi, yüzbinlerce çilekeşi olan bu harekette Milletvekili, Divan veya MYK üyesi hatta Bakan seçilmiş...

Yine kimse laga luga yapmasın halkın oylarıyla değil Bahçeli'nin icazetiyle seçilmiş...

Hem de bulunduğu vilayette belki gerçek manada hak eden onlarca-yüzlerce dava adamınına rağmen tercih edilmiş...

En çok hak eden, en fazla emek veren veya en akıllısı olduğu için değil; adına ister hasbelkader diyelim, ister nasip...

Belki anadan atadan bir mirası da yok, sokağa çıksa selam vereni bile olmayacaktı; bütün serveti Bahçeli ve MHP sayesinde Ülkücü-Milliyetçi Hareketteki kazandığı sıfat, itibar, çevre...

Hatta evindeki aş, çoluğunun çocuğunun kursağındaki lokmayı bu Hareket'e borçlu...

Gün gelmiş şu sebep-bu sebep derken Bahçeli'den uzaklaşmış, MHP'den kopmuş...

İyi anlayın, iyi dinleyin, iyi okuyun!

Sözüm bu kapsamda kimler varsa alayına!

MHP'den ayrılabilirsin, bu senin en doğal hakkın...

Her ne kadar MHP'de iken Bahçeli'ye takla üstüne takla atsan da, yanlış bile yapsa politikalarına bir sefer olsun karşı çıkmak şöyle dursun kutsadıkça kutsamış olsan da, şimdi ayrıldın ya; MHP'yi eleştirebilirsin, Bahçeli'yi de yerebilirsin bunu da anlarım...

Başka partide kurabilirsin, başka partilere de geçebilirsin, buna da diyeceğim bir şey yok...

Ama, fakat, ancak!!

Hakaret etmek, küfür etmek, aşağılamak, iftira atmak, sağlıkla alay etmek neyin nesi?

Sağlığı üzerinden yamyam sofrasına meze yapılan Ecevit'e ve sağlığına onurluca sahip çıkan Devlet Bahçeli'den hiç mi feyz almadın?

İstifa ettiği partisinin dedikodusunun yapılmasını bile edepsizlik sayan bir 'siyasi ahlak'tan hiç mi nasiplenmedin?

Bakıyorum da, evinden kaçtıktan sonra, ailesinin iffetini yalan-yanlış demeden sokak sokak böğüre böğüre yerlere seren 'ar'sız tellal gibisin...

Kinden, nefretten, öfkeden gözü dönmüş, ruhu kararmış, içi çürümüş 'nur'suz hayalet gibisin...

Başka derdin kalmamış, Bahçeli ile kalkıp MHP ile yatıyorsun...

Ağzında salya, dilinde zehir, elinde çamur kara üstüne kara çalıyorsun!

Senin yaptığın siyaset değil, ideolojik tavır hiç değil!

Derdin de dermanın da siyasette değil; ahlakta, hayada, edepte...

Koca Yunus ne güzel de dile getirmiş:

Gezdim Halep ile Şam'ı

Eyledim ilim talep

Meğer ilim bir hiçmiş

İlla edep, illa edep.

Girdim ilim meclisine

Eyledim kıldım talep

Dediler ilim geride

İlla edep, İlla edep..

Nihat Yazar

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.