Son zamanlarda şehir merkezimizde yaşanan otopark sorunu, sadece birkaç basit kararın ardından ciddi bir kaosa dönüştü.
Belediye, yasal olmayan şekilde ücret alınarak işlettiği otoparkları ücretsiz hale getirdi.
Ancak işler hiç de planlandığı gibi gitmedi.
Ücretsiz otoparklar, arabalar yerine esnaf tezgahlarıyla dolunca, alışveriş yapmak isteyen halk park yeri bulamaz oldu.
Tahminen 2.000 araç, şehir merkezinden uzaklaşmak zorunda kaldı.
Her araç başına düşen ortalama 200 TL'lik alışveriş hesabıyla, şehir merkezindeki esnafın aylık ciro kaybı 12.000.000 TL'yi buldu.
Bu kayıp sadece ekonomik değil, sosyal ve istihdam alanında da derin izler bıraktı. Mülk sahipleri kiracı bulamaz hale geldi, esnaf ise personel maaşlarını ve kira ödemelerini karşılamakta zorlandı. İşsizlik arttı, şehir merkezi sessizliğe gömüldü.
Belediye, bu kriz ortamında tekrar yasal olmayan otopark ücretlerine dönme kararı aldı.
Ancak bu kez, işler biraz farklı ilerleyecek gibi görünüyor. Belediye, özel otopark işletmeleriyle anlaşarak her gün otopark ücretleri yüzünden kavgaların yaşanmasına sebep olacak.
Yani halka, önceki durumda olduğu gibi ölümü gösterip sıtmaya razı etme taktiği uygulanacak.
Bu durum, belediyenin önceliklerini ve niyetlerini sorgulamamızı gerektiriyor.
Ücretsiz otopark kararıyla başlayan ve ardından krize dönüşen süreç, şimdi de fırsatçılık kokan yeni bir döneme girmiş gibi görünüyor.
Belediyenin gerçekten halkın çıkarlarını mı gözettiği yoksa başka bir ajandayı mı takip ettiği sorusu ise hala cevaplanmayı bekliyor.
Ancak bu defa bir şey farklı olacak
Belediye özel otopark işletmeleri ile anlaşacak ve hergün otopark ücretleri yüzünden kavgalar olacak.
Aynı belediye halka ölümü gösterip sıtmaya razı etmiş olacak