Afyonkarahisar’da son dönemde en çok tartışılan konulardan biri, Ambaryolu'nun trafik düzeni. Bir önceki yönetimin aldığı karar doğrultusunda, Ambaryolu çift yönlü trafiğe kapatılarak tek yönlü hale getirildi ve kaldırımlar genişletildi. Bu süreçte harcanan büyük miktarda para, kimilerine göre yerinde bir yatırım olarak değerlendirilse de, bazıları için tamamen gereksiz ve yanlış bir hamleydi.
Bu değişikliğin ilk başta bazı avantajlar sunduğunu kabul etmek gerek. Özellikle genişleyen kaldırımlar, araçların rahat bir şekilde duraklamasına, park etmesine ve insanların daha kolay alışveriş yapmasına imkan sağladı. Bu durum bazı esnaflar için olumlu bir gelişme olarak görülse de, diğer esnaflar aynı memnuniyeti paylaşmadı. Ancak asıl sorun, bu düzenlemenin genel trafik akışına ve otopark imkanlarına olan etkisiydi.
Ambaryolu'nu kullanarak şehre gelen araçlar, artık Müze tarafına ya da eski Stadyum diye bilinen bölgeye yönelmek zorunda kaldı. Bu durum, zaten dar olan Afyonkarahisar caddelerinde trafik sıkışıklığını daha da arttırdı. Ayrıca, şehirde yetersiz kalan otopark alanları, araç sahiplerinin sorunlarını daha da büyüttü. Park yeri bulmak zorlaştıkça, araçlar kaldırımlara ya da yol kenarlarına park etmek zorunda kaldı ve bu da trafiği olumsuz etkiledi. Özellikle Park Afyon yönünden gelen araçlar, alternatif güzergah bulmakta zorlandı ve bu da genel trafik sorununu büyüttü.
Şimdi ise bu yanlış planlamanın bedelini ödemeye başlıyoruz. Genişletilen kaldırımlar yeniden daraltılarak yolun eski haline getirilmesi için çalışmalar başladı. Bu değişikliğin maliyeti de, halkın haklı tepkisine yol açtı. "Onca para boşa mı harcandı?" sorusu sıkça soruluyor ve doğal olarak insanlar bu durumdan şikayetçi.
Peki, çift yönlü trafik yeniden getirildiğinde sorun çözülecek mi? Belki bir miktar rahatlama sağlanacak, ancak bu Afyonkarahisar’ın genel trafik sorununa kalıcı bir çözüm sunmayacak gibi görünüyor. Yetersiz altyapı, dar caddeler ve özellikle şehir merkezinde yeterli otopark alanının bulunmaması, bu sorunun temelinde yatıyor ve daha köklü çözümler gerektiriyor.
Bu noktada, aklıma Nasreddin Hoca’nın bir fıkrası geliyor: Hoca, bir gün eşeğine ters binmiş, köye doğru gidiyormuş. Etraftakiler merakla sormuşlar: “Hocam, niye ters biniyorsun?” Hoca da cevap vermiş: “Aslında ters binen ben değilim, köy yanlış tarafta!”
Biz de Afyonkarahisar’ın trafik sorunlarına çözüm bulmaya çalışırken, ters binmiş olabilir miyiz? Asıl mesele yolun yönünde değil, planlamanın doğru yapılmasında.