Belgelendirme Kuruluşları Ankarada Buluştu
ATO ve Belgelendirme Kuruluşları Derneği tarafından Ankara’da ortaklaşa çalıştay düzenlendi.
Ankara Ticaret Odası toplantı salonunda gerçekleşen çalıştay Belgelendirme Kurumları Dernek Başkanı Cengizhan Kutlu’nun açılış konuşmasıyla başladı.
Organizasyona katılanlar arasında;
Çalışma Bakanlığı İş Sağlığı Ve Güvenliği Genel Müdürlüğü Mevzuat Daire Başkanı Av. Uğur ÖZTÜRK
Türkak Genel Sekreteri Dr. Kürşat Özdemir
Akretidasyon Daire Başkanı Seda Çiçek
Çalışma Bakanlığı İş Teftiş Ve Rehberlik Kurumu Başkan Yardımcısı Semih Özçakır
Myk Uzmanı Ahmet Turan yer aldı.
Başkan Kutlu konuşmasında özellikle mesleki yeterlik kurumları açısından teşvikler bittikten sonra sistemde 1 yıldır boşluğa düşüldü. Avrupa birliği hibeleri geçici bir süreyle verildi. Avrupa birliği hibelerine daha fazla yer verilmesi gerekmektedir. 30 milyon euro’luk Avrupa Birliği hibelerinin vatandaşlarımıza mesleki yeterlik belgesi edindirilmek üzere kullandırılmasını Çalışma Bakanlığından ve Mesleki Yeterlik Kurumundan talep ediyoruz. Avrupa Birliği tarafından verilmiş olan 30 Milyon euroluk hibeler ile yetkilendirilmiş kurumların mesleki yeterlik belgesi verilmek üzere sınav yapılmasının önünün açılması gerekmektedir.
30 bin çalışanı bulunan 400 tane nitelikli, zor şartlarda açılmış ve Türkak’dan akredite olan belgelendirme kurumları zor durumda kalmışlardır. Şu an ne teşvik verilmektedir, nede denetimin yapılmaktadır.
İş teftiş rehberlik kurulunda yeteri kadar denetim yapılmamaktadır. Bundan dolayı da milyonlarca kişi 204 tane meslek grubunda kaçak statüsünde çalışmaktadır. 204 tane meslek grubu için MYK belge zorunluluğu Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile imza altına alınmış ve zorunlu hale getirilmişti. Şuan bu 204 meslek grubu içerisine dahil olan çalışanlardan MYK belgesi olmadan hizmet verenler kaçak olarak çalışmaktadır. Bu şekilde çalışıyor olmak veya işçi çalıştırıyor olmak beraberinde farklı sorunlar doğurmaktadır. Bunun en son örneğini hepimizin içini acıtan canını yakan Bartın’daki maden kazasında gördük.
Bartın’da yaşanan maden kazası ile ilgili hazırlanan Sayıştay raporuna göre 2019’a yeni işe girenlerin alelacele usta yapılarak tehlikeli yerlerde çalışmasından kaynaklı kazaların arttığını ortaya koymuştur. MYK belgesi nitelikli işçinin doğru yerde çalışmasını tespit eden Türkiye’deki en güvenilir sistemdir. Bu sistemin Avrupa’da olduğu gibi ülkemizde de desteklenmesi gerekmektedir.
Çalışma Bakanlığı 30 milyon euro’luk AB hibesini vatandaşlarımıza hem Türkiye hem de yurtdışında geçerli olan bu belgenin alınması adına kullandırılmasında yarar vardır. Bu sayede bu sektörde yer alan kurumların bir nebze de olsa nefes alacağını aynı zamanda yeterlilik belgesine sahip kalifiye personel sayısının artmasına da katkı sağlayacaktır.
Bu toplantı sonrasında Mesleki yeterlilik kurumunda yetkilendirilmiş belgelendirme kurumlarının sorunların dinlenmesi adına en az 2 günlük yüz yüze bir çalıştay düzenlenmesi, kurumların sorunları ve talepleri ile ilgili daha fazla söz aldığı , dertlerinin dile getirildiği bir çalıştay yapılması gerektiğini talep etmekteyiz.
İş Teftiş Kurulu’ndan denetimlerin yapılmasını ve yoğunlaştırılmasını, İş Sağlığı ve Güvenliği Genel Müdürü Muhittin Bilge’den ortam sağlığı merkezlerinin denetim yaptığı yerlerde mesleki yeterlik belgesini iş yeri iş güvenliği uzmanları tarafından sorgulanması ve mesleki yeterlik belgesi olmayanların iş güvenliği defterine kaydettirmesi ve bunun akabinde de denetimlerin yapılmasını talep ediyoruz.
Yine Türkak ve MYK tarafından yetkilendirilmiş belgelendirme kuruluşları’ nın denetimlerinin ortak yapılmasını ve maliyetini düşürmesini talep etmekteyiz.
MESEM projesi ile Milli eğitim Müdürlükleri’nde bakanlığa bağlı mesleki eğitim merkezleri üzerinden bir rant oluşmuştur. Okul müdürü ve koordinatör öğretmenler kişi başı ücretler almaktadır. Bu konu üzerine danışmanlık şirketleri açılmıştır. Çocukların haberi olmadan çocuğun üzerinden teşvik alınmaktadır. Bu şekilde alınan teşviklerden velilerin ve vatandaşlarımızın haberi bile yoktur. Bu şekilde alınan teşvikler doğrudan işverenin cebine aktarılmaktadır. İşçilerimizin ve çocuklarımız üzerinden işverenlere bir rant sağlamaktadır.
Bunun en kötü tarafı da hiçbir kaydı tutulmadan, hiçbir sınav yapılmadan yapılmasıdır. Örnek verecek olursak Bursa- Yıldırım’da bulunan mesleki eğitim merkezinin okuldaki görevli sayısı 5 kişi. Bu okula mesleki yeterlilik belgesi almak için müracaat eden kişi sayısı ise 50.000
50.000 kişilik bir MESEM projesindeki ustalık telafi programını bu beş kişilik on kişilik okul idare kadrosunun takip etmesi bekleniyor. Bu mümkün bir şey değil.
Dolayısı ile MESEM projesi kağıt üzerinden işleyen vatandaşın yararına olmayan, öğrencimiz, işçimiz üzerinden rant kapısı haline getirilmiş bir projedir. Bu proje yüzünden Ustalık Belgeleri güvensiz hale gelmiştir.
Artık güvenilirliğini kaybetmiş sadece kağıt üzerinde olan Ustalık Belgelerinin yerini mutlak suretle Mesleki Yeterlilik Belgelerinin alması ve bununda denetimlerinin sıklıkla yapılması gerekmektedir. Dedi.
Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için veri politikamızı inceleyebilirsiniz.