Yaptığı işi babasından öğrenip devraldığını ve yaklaşık 30 yıldır sürdürdüğünü belirten Ahmet Takımoğlu, bir eve lazım olan kapı, çerçeve, mutfak dolabı gibi işlerin yanında camilere minber, mihrap, kürsü yapımını da gerçekleştirdiğini belirtti.
İşin maneviyatından ötürü maddiyatı geri planda tuttuğunu ve şu ana kadar 300’e yakın cami ve mescide ulaştığını belirten Ahmet Takımoğlu, “Sayı olarak kesin bir rakam söylemeyeyim de 300-400 vardır. Civar köylere, ilçelere hatta İstanbul’a bile yaptım. Haramidere’de küçük bir mescide. Minber, mihrap, kürsü işleri. Biraz da geçimimize katkısı olsun diye yapıyoruz ama bir iş mesela 10 bin TL’yse biz 5 bin TL’ye yapıyoruz. Yani yarı yarıya neredeyse fiyatı düşük tutuyoruz. Hem maddi hem manevi ikisi bir arada gidiyor. İnsan bir camiye bir yaşam alanına bir şey yaptığı zaman mutlu oluyor. Bizden sonra orada adam yapılan işi temiz kullandığı sürece bize bir teşekkür eder dua eder diye düşünüyoruz. Biz camiyi yapamasak bile en azından ufak çapta içine minber, mihrap işleri olarak işi tamamlamış oluyoruz. Kestane ağacı veya çam ağacından yağıyoruz. Kaplama değil bu saf ağaçtan. Bu 15 parçadan oluşuyor. O şekilde nakliye edip yerinde tekrar monte ediyoruz. Genelde birbirine geçme parçalar ama vidayla da sağlamlaştırıyoruz” dedi.
Haber Resimleri
,
,
,
,