Hollanda Dışişleri Bakanlığı’nın desteğiyle yürütülen “Türkiye’de Yaşayan Sığınmacıların Akıl-Ruh Sağlığı ve Psiko-Sosyal Destek Farkındalığını Arttırma Projesi” kapsamında yapılan ihtiyaç analizi çalışmasında 937 sığınmacıyla görüşüldü. Araştırmaya göre, ankete katılan erkeklerin psikolojik sağlıkla ilgili farkındalıkları kadınlara kıyasla daha düşük çıktı. Proje sorumlusu Klinik Psikolog Işıl Akın, “Araştırma sonuçları dünya literatürüyle benzer. Yani sadece sığınmacı erkeklerde değil dünyada erkeklerin genelinde psikolojik sorunlara dair farkındalık düşük. Erkekler psikolojik bir sağlık sorunuyla boğuştuklarını fark edemiyor. Çünkü erkekler ‘zayıf ve güçsüz görünmemeliyim” diye herhangi birine rahatsızlığını veya üzüntüsünü anlatmaktan çekinebiliyor. Peki bu duygu ve sıkıntıları gösteremeyince ne oluyor, bu kişiler içine kapanabiliyor ya da bu sorunlar fizyolojik sıkıntılar olarak kendini gösteriyor” dedi.
Işıl Akın, araştırma sonuçlarına göre, eğitim seviyesi düşük olanlarda psikolojik sorunların kendini göstermesine ilişkin farkındalığın düştüğüne dikkat çekti ve ekledi:
“Böyle bir durumda bu kişilerde psikolojik sağlık hizmeti almaya dair bir farkındalık da oluşmuyor. Ayrıca araştırmamız kendisi ya da çevresinde daha önce psikolojik sağlık hizmeti almamış olanların, psikolojik sağlığa ve işlevsel baş etme yöntemlerine dair daha az farkındalık sahibi oldukları ve bu nedenle bu yöntemleri daha az kullandıkları görülüyor.”
Klinik Psikolog Işıl Akın, “Normal hayatımızda sürekli baş ağrıları, iştahsızlık, yeme bozuklukları, uyku düzensizlikleri ve benzeri sıkıntılar yaşadığımızda doktora gidip çözüm bulmaya çalışabiliyoruz. Ama konu psikolojik sağlığa gelince yardım istemekte zorlanılabiliyor. Halbuki bu sıkıntıların psikolojik ve fizyolojik rahatsızlıklara dönüşmemesi için yardım alınmalı” dedi. Projenin çıkış noktasını sığınmacıların psikolojik sağlık sorunlarıyla ilgili farkındalıklarının artırılması ve destek hizmetlerine nasıl erişebilecekleri konusunda destek verilmesi olarak anlatan Akın, “Suriye’den başlayan kitlesel göçün üzerinden 10 yıl geçti ve bu süreç içerisinde Suriyeli sığınmacıların başta travma sonrası stres bozukluğu olmak üzere pek çok psikolojik sorun yaşadığını sahada yürütülen çalışmalar bize gösteriyor. Özelllikle dil bariyerinin getirdiği zorlukların, sosyal uyum süreçlerini de etkilediğini ve bunun da beraberinde bazı psikolojik sıkıntılar getirdiğini görüyoruz. Farklı yaş gruplarında (çocuklar, ergenler, yetişkinler) ve kadın ve erkeklerde duygu durum ve anksiyete gibi bozukluklar görülebiliyor. SGDD-ASAM olarak yürüttüğümüz bu proje ile sığınmacıların psikolojik sağlık ve bu alandaki hizmetler konusunda farkındalıklarını artırmayı hedefliyoruz. Yaptığımız bu araştırma ile de sahadaki ihtiyaçları daha net ortaya koymuş olduk” değerlendirmesini yaptı.
Akın, proje kapsamında ayrıca broşür ve videolar hazırlanacağını; sosyal medya bilgilendirmeleri ve seminerlerin düzenleneceğini söyledi. Başta İstanbul, Ankara ve İzmir olmak üzere projenin kapsadığı 8 ilde sığınmacı grupların katılımıyla psikolojik sağlığa dair farkındalık arttırmaya yönelik grup çalışması gerçekleştirileceğini belirten Akın, proje kapsamında çalışmaların yerel yönetimlere, akademik kurumlara ve sivil toplum kurumlarına aktarıldığını ve sığınmacılarla bu kurumları bir araya getiren paneller düzenleyeceklerini kaydetti.
Bu araştırma kapsamında, Adana, Ankara, Gaziantep, İstanbul, İzmir, Konya, Samsun ve Şanlıurfa’da toplam 937 kişiyle görüşüldü. Ankete katılan ve 80 soruya yanıt veren sığınmacıların yüzde 87,1’i 25-59 yaş aralığında. Yüzde 9,6’sı 18-24 ve yüzde 3,3’ü 60 yaş ve üzeri kişilerden oluştu.
Haber Resimleri
,