Meme Kanseri Farkındalık Ayı’nda Adatıp Sağlık Grubu’na bağlı olarak Sakarya’da faaliyet gösteren Özel Adatıp Hastanesi, Tıbbi Onkoloji Uzmanı kanser hastalıklarına dair önemli açıklamalarda bulundu. Meme kanserinin taramasında meme muayenesi ve mamografinin çok değerli olduğunu ifade eden Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Erkan Arpacı, özellikle kişinin kendi meme muayenesini yapmasının önemli olduğunu, meme kanserlerinin ortalama yüzde 70’inin hastaların kendi memelerini incelemeleri sırasında bulunduğunu söyledi. Arpacı, bu sebeple 20 yaşından sonra her kadının, ayda bir kez, adet bitiminden yaklaşık 5 gün sonra, ayna karşısında kendi memelerini gözlemlemesini ve elleri ile meme ve koltuk altını yoklamasını önemle tavsiye etti.
Alkol ile sigara tüketimi de meme kanserine yol açmaktadır
Meme kanserine karşı açıklamalarda bulunan Tıbbi Onkoloji Uzmanı Doç. Dr. Erkan Arpacı, “Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir. Sekiz kadından birinde meme kanseriyle karşılaşılmaktadır.” diyen Doç. Dr. Erkan Arpacı sözlerine şu şekilde devam etti: “Meme Kanseri kadınlarda erkeklerden 100 kat daha fazla görülmektedir. Yaşın ilerlemesiyle meme kanseri görülme oranları artmaktadır. 40-50 yaş arasında meme kanseri riski 68’de bir, 50-60 yaş arasında 35’de bir, 60-70 yaş arasında ise 28’de birdir. Günümüzde 30 yaş civarında da meme kanseri ile karşılaşmaktayız. Birinci derece akrabasında meme kanseri öyküsü olan kadınlarda aile öyküsü bulunmayanlara göre meme kanseri gelişme riski 1 buçuk ile 3 kat daha yüksektir. Ayrıca menopoz döneminde kullanılan hormon replasman tedavisi, 12 yaşından önce adet kanamasının başlaması, 55 yaş üstünde menopoz görülmesi (geç menopoz), hiç doğum yapmamak, ilk doğum yaşının geç olması, radyoterapi (genç yaşta göğüs bölgesine ışın tedavisinin verilmesi), obezite, kilo alımı ve alkol ile sigara tüketimi de meme kanserine yol açmaktadır” dedi.
Meme kanseri uzak organlara yayılabilir
Meme kanseri belirtilerine dikkat çeken Arpacı, “Meme kanserinin başlıca belirtileri, memede ele gelen kitle, memede ağrı, meme cildinde değişiklik (çukurlaşma, kalınlaşma, çekinti varlığı, şekil bozukluğu), meme cildinde portakal kabuğu görünümü benzeri ödem, şişlik, meme başında değişiklik olması (düzleşme, çekilme, kanama veya akıntı, egzama benzeri bulgular), koltuk altındaki lenf bezlerinin tutulumuna bağlı olarak koltuk altında şişlik, ödem, ele gelen kitle gibi. Meme kanseri uzak organlara yayılabilir, buna metastaz adı verilmektedir. Bu yayılıma bağlı olarak kemik ağrısı, nefes darlığı, sarılık da olabilir” diye konuştu.
Meme kanserinin tanısı biyopsi ile konulur
Meme kanserinin erken saptanmasında önerilen bir diğer yöntemin mamografi olduğunu belirten Doç. Dr. Erkan Arpacı, “40 yaşından sonra yılda bir kez mamografi çekilmelidir. 40 yaş öncesi herhangi bir şüphe varsa meme ultrasonografisi de yapılabilir. Genç ve meme dokusu yoğun kişilerde mamografi duyarlılığı düşük olabilir, bu sebeple ultrason kontrole eklenebilir. Memede kitleden şüphe duyulduğunda meme manyetik rezonans görüntüleme de istenebilmektedir, hekim mevcut duruma göre karar vermektedir. Muayenede ele gelen kitle ile birlikte herhangi bir görüntülemede kitlenin saptanması sonucunda mutlaka o görünen kitleden biyopsi yapılmalıdır. Bazen ele herhangi bir kitle gelmez, ama çekilen filmlerde şüpheli bir kitle olabilir. Tanı için mutlaka biyopsiyle parça alınmalı patolojiye gönderilmelidir. Meme kanserinin tanısı biyopsi ile konulur” şeklinde konuştu.
Haber Resimleri
,
,