Nöroloji Uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, Ramazan ayında oruç tutan futbolcuların nelere dikkat etmesi gerektiğine ve sporcu sağlığı için müsabaka saatlerinin TFF tarafından yeniden ayarlanmasına yönelik İHA’ya önemli açıklamalarda bulundu.
'Futbolcu oruç tutmak istiyorsa tutabilmeli'
Ramazan ayında futbolcuların ‘oruç tutsak mı, tutmasak mı?’ gibi ikilemlere düştüğünü belirten Yavuz, 'Bu anlamda yönetimdeki arkadaşlar, teknik kadro, ‘futbolcular oruç tutsun mu?, ‘nasıl bir performans olabilir’ şeklinde bir takım tartışmalar var. Bazen teknik heyetin ve yönetim kurulundaki kişilerin futbolcuların oruç tutmaması yönündeki telkinlerini zaman zaman duyabiliyoruz. Burada tabii ki önemli olan kişinin futbolcunun ya da sporcunun kendi inancını yaşayabilmesi aslında hiç kimseye, hiç kimse tarafından inanç doğrultusunda bir dayatma olmaması lazım. Futbolcu oruç tutmak istiyorsa tutabilmeli. Bu konuda bir zorlama yapılmaması lazım. Burada ciddi bir kaygı söz konusu, eğer futbolcu oruç tutarsa performansı düşer mi? Bu aşamada federasyonun da yardımcı olması lazım. Özellikle Ramazan ayındaki maçlar iftar saatinden sonra oynanabilir. İlla iftar öncesinde oynanması şart değil. Burada sadece antrenmanlar problem olabilir mi, bunlar konuşulabilir. Maçlar iftar saati sonrasına alınırsa, futbolcunun da oruç tutarken maç yapma hali kalmayacaktır. Bu zor bir durum değil, federasyon ayarlayabilir. Bu durum sadece futbolcu açısından düşünülmemeli, seyirciler de var. Ramazana ayında binlerce futbol seyircisi stadyumlara gidiyor. Bunlar için de kötü bir durum' ifadelerini kullandı.
'Performans düşer kaygısı tamamen psikolojik, fiziksel değil'
’Oruç kişinin performansını düşürüyor mu, düşürmüyor mu?’ sorusunu da cevaplandıran Mehmet Yavuz, şunları söyledi:
'Teknik kadro futbolcudan olabildiğince yararlanmaya çalışıyor. O yüzden futbolcuların oruç tutmalarından ziyade, tutmamaları daha çok işlerine geliyor. Ama bugün oruç hangi zamanlarda farzdır, hangi zamanlarda tutulmayabilir? Bu zaten dini kurallarla belirlenmiş durumda. Futbolcular deplasmana gittikleri zamanlarda seferi oluyorlar. Öyle durumlarda gerek antrenmanlarda, gerekse maçlarda seferi olduklarından dolayı oruç tutmayabilirler. Ama kendi saha maçlarında durum değişiyor. Burada bence gerek yönetimin, gerekse teknik kadronun futbolculara performans kaybı olur kaygısıyla oruç tutmaması konusunda bir baskının olmaması, biz bunu diliyoruz. İnsan açken, tüm metabolizma kendisini savunmaya yönelik bir pozisyon sağlayacağı için daha iyi bir performans da sergileyebilir. Kişi de bir diyabet eğilimi varsa, metabolik olarak bir sıkıntı varsa, kan şekeri ile ilgili bir takım değişiklikler varsa bunlar istisna durumlar. Onun dışında insanlar açken, sportif faaliyetlerde daha iyi bir performans sergileyebilirler. Aslında olay tamamen psikolojik. Kişi açken daha düşük bir performans sergileyebilir sorusunu sorunca arkasında psikolojik faktörler görüyorum. Performansı arttıran bir durum. Sindirim sistemi herhangi bir gıda ile meşgul olmadığı için tüm enerjiyi savunmaya verecektir. Bu yüzden dolayı performans düşer kaygısı tamamen psikolojik, fiziksel değil. Maç saatini belirleyen kişilerin biraz daha hassas olması lazım, inançlı kişiler üzerinde. Maç saatini 22.00’de başlat, daha güzel olur. İftar açar açmaz, dolu bir mide ile maça çıkmak da çok büyük yanlış olur. Burada iftarı hafif gıdalarla, özellikle karbonhidratta zengin, kan şekerini yükseltecek gıdalarla, sıvı gıdalar alıp maça çıkmalı. Asıl iftarı maçtan sonra yapmalı.'
'Orucun sinir yapması söz konusu değil'
'Orucun sinir yapması ya da oruç tutan kişinin sinirli olması gibi durum söz konusu değil' diyen Dr. Yavuz, şöyle devam etti:
'Burada bağımlılık söz konusu olabilir. Kişi sürekli kafein almaktadır ya da nikotin almaktadır. Bu kişiler oruçluyken, çaydan veya sigaradan uzak duracağı için nikotinin ve kafeinin baskısından uzak kalmaktalar. Kişiler biraz daha agresif olabiliyorlar. Tamamı ile kişilerin beslenme alışkanlıklarından yada yeme-içme alışkanlıklarından kaynaklanan bir durum. Orucun sinir stresten geçen bir şey değil. Hem psikolojik olarak, hem ruhsal olarak, hem sportif olarak kendisini kontrol etmesi orucun manevi iklimine göre hareket etmesi de gerekiyor. Bu yüzden ‘ben oruç tutuyorum sinirliyim’ yok böyle bir şey. Bu tamamen orucun yaptığı davranış bozukluğunu, orucun arkasına sığınarak kaçınma davranışıdır.'
Haber Resimleri
,
,
,
,
,
,