Kütahya Dumlupınar Üniversitesi Gelişim Stratejileri Araştırma Merkezi’nin yürütücülüğünde ve Tavşanlı Kaymakamlığı himayelerinde Tavşanlı ilçesinde ilk kez Bağımlılıkla Mücadele Çalıştayı gerçekleştirildi.
Tavşanlı Belediyesi Kültür Sarayı’nda düzenlenen ve iki gün süren çalıştaya Rektör Prof. Dr. Kazım Uysal, Tavşanlı Kaymakamı Erdoğan Kanyılmaz, Belediye Başkan Yardımcıları Mehmet Ali Akar ile Furkan Dinçer’in yanı sıra çok sayıda öğrenci ve vatandaş katıldı.
Moderatörlüğünü DPÜ Gelişim Stratejileri ve Araştırmaları Merkezi Müdürü Doç. Dr. Bülent Cırık’ın yaptığı toplantılarda ilgili kurumların ve STK temsilcilerinin sunumları gerçekleştirilerek katılımcıların form doldurması istendi ve katılımcılara “Siz olsaydınız mücadele için ne yapardınız?” sorusu yöneltildi.
Kaymakam Erdoğan Kanyılmaz, çalıştayda yaptığı konuşmada, dünyanın en önemli mücadelelerinden birisi olan bağımlılıkla mücadelenin sadece kolluk kuvvetleriyle değil tüm kurumlar, sivil toplum kuruluşları ile birlikte topyekûn yürütülmesi gereken bir mücadele olduğunu, yapılan bu çalışmalarda vatandaşların ve görevlilerin bağımlılıkla mücadele konusunda her türlü öneri ve taleplerine açık olduklarını, en ufak bir bilgi kırıntısının bile paylaşmalarının önemli oluğunu dile getirdi.
“Bağımlılık çeşitleri eskiye göre çok arttı”
Çalıştaya çevrim içi bağlantıyla katılan Rektör Kazım Uysal, konuşmasında bağımlılık çeşitlerinin eskiye göre çok arttığını söyledi.
Rektör Uysal,” Günümüzde bağımlılık denince sadece esrar, eroin, sigara gibi maddelere olan bağımlılık anlaşılmamalı. Yeni teni sentetik kimyasallar çıkıyor. Sanal bağımlılık, ekran bağımlılığı veya dijital bağımlılık da günümüzün önemli bağımlılık çeşitlerindendir. Bağımlılık, nice canlar yakmakta, nice yuvalar yıkmaktadır. Sosyal hayatı zehirlemekte, milletleri perişan etmektedir. Bundan dolayı bağımlılıkla mücadele eskiye göre çok daha önem arz etmektedir. Bağımlı insan, esir insandır Adeta köle insandır. İradesi esir alınmış insandır. Bu öyle bir esaret ki, bazen soğuk kış günlerinde sıcacık evi terk ettirir, bazen kış günü sokakta ve kaldırımlarda yatırır. Bazen anne ve babanın canına kıydırır, insanı anne ve baba katili yapar. Bundan dolayı bağımlılıkla mücadeleyi çok önemli görüyorum. Bir bağımlı insanın kurtarılmasının bir köle azat etmek kadar değerli olduğunu düşünüyorum. Bundan dolayı bir insanı bağımlılıktan kurtarmanın o insana yapılabilecek en büyük iyilik olduğuna inanıyorum. Peygamberimiz (sav.) ‘İnsanların en hayırlısı insanlara faydalı olandır’ buyuruyor. Bundan dolayı bağımlılıkla mücadele eden insanları insanların en hayırlısı olarak görüyorum” dedi.
'İnsan kendine emanet edilen bedenine zarar vermemeli'
Uysal,” Biliyorsunuz insanın intihar etmesi veya başkasını öldürmesi büyük bir günahtır. İnancımıza göre canı Allah verir ve ancak Allah alır. Vücut emanettir, mülkümüz değildir. Bundan dolayı mülk sahibi olan Allah’ın isteği dışında kullanamayız, zarar veremeyiz. Bir insan ne kendi canına ne de başkasının canına kıyamaz, hayatına son veremez. Hâlbuki bağımlılık yapan her faktör emanet olan vücuda zarar verir ve ölümü zamana yayar. Bundan dolayı bağımlı insan intiharı zamana yayan insandır. Günahtır, yasaktır. Mesela sigaranın ömrü kısalttığı artık bilimsel bir gerçektir. Sigara içen bir insan, intiharı zamana yayan insandır. Diğer bağımlılık yapan maddeler de böyledir. Bundan dolayı bağımlılıkla mücadele eden kişi ve kurumlar intihara kalkışan insanlar için kurtarıcı gibi görev yapıyorlar. İnsan sosyal bir canlıdır. Sadece midesini doyurması ve bedenini beslemesi insanı mutlu etmez, tatmin etmez. Ruhu aç olan insan gerçek mutluluğu tadamaz ve daima ıstırap çeker. Ruhun gıdası ise maddi değil manevi şeylerdir. İmandır, inançtır, duadır, ibadettir. Ruhundaki açlığı doyuramayan, boşluğu dolduramayan insanlar tatmini başka şeylerde ararlar. Maddi şeylerde ararlar. Bu ise tuzlu su içmek gibidir. İçtikçe susatır, sonunda çatlatır ve öldürür. Bundan dolayı materyalizmin yaygınlaştığı günümüzde insanın maddesini doyurmak kadar manasını yani ruhunu da doyurucu çalışmalar yapılmalıdır. Bağımlılık bir girdap gibidir. Girdaplarda merkezden uzakta çekim kuvveti azdır. Merkeze yaklaştıkça çekim kuvveti artar ve insanı yutar. Bağımlılık yapan maddeler de tıpkı bir girdap gibidir. ’Bir kereden bir taneden bir şey olmaz’ demeyin. Sizi gittikçe merkeze çeker ve bağımlı yapar. Çıkamaz ve kurtulamaz hâle gelirsiniz. En sonunda da içine düşer boğulursunuz. Bağımlılıkla Mücadele Çalıştayı’nın verimli geçmesini diliyor, katkı veren herkese sevgi ve sayılar sunuyorum” diye konuştu.
İki oturumda gerçekleştirilen ilk gün toplantılarında 9 katılımcı konuşma yaparken ünlü psikolog Özge Kalkan, Bağımlılıkta Ailenin Rolü başlığıyla salondakilere hitap etti.
Haber Resimleri
,
,
,
,