Acıbadem Bodrum Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Hüseyin Doğan, halk arasında “damar sertliği” diye adlandırılan “ateroskleroz” hastalığıyla ilgili önemli bilgiler verdi. Dr. Doğan, “Damarlar esnek yapılardır. Ancak dokulara gerekli olan besin ve oksijenin taşınmasını sağlayan atardamarların duvarlarında, çeşitli nedenlerle plak oluşabilir ve bunlar damarı daraltabilir. Böylece damar esnekliğini kaybeder. Bu tıkanma ve daralma nedeniyle damarlar, ideal düzeyde kan akışı sağlayamaz. Dokulara ihtiyaç duyulan yeterli miktarda kan damarlardan ulaştırılamaz. Damar sertliği olarak tanımlanan bu durumun en tehlikeli iki sonucu vardır; kalp krizi ve beyin kanaması. Araştırmalar, damar sertliğinde ilk belirtinin yüzde 66 oranında kalp krizi ya da ani ölüm olduğunu gösteriyor” dedi.
“Damar sertliği kalp krizine yol açabilir”
Dr. Doğan, belirtiler hakkında “Terleme, göğüste hissedilen ağrı, omuz-kol-alt çenede oluşan ağrılar, bunalma, nefes darlığı ve bulantı şeklinde olur. Belirtiler genellikle yürüyüş yaparken, koşuda veya çalışma hayatında yani kişinin aktif olduğu zamanlarda görülür” dedi.
Hastalığın seyri sırasında ölümcül kalp krizleriyle karşılaşılabileceğine dikkat çeken Dr. Doğan, “Damar sertliği de belirti vermeyen bir durumdur. Ama zamanla damarlardaki daralma ya da tıkanma nedeniyle az giden kan, kalp krizi gelişmesine neden olur. Bu tip kalp krizlerinin yüzde 70’i sessizce gelir. Yani önceden belirti vermez. Damar sertliğinin tanısında görüntüle yöntemlerinin yol gösterdiğini belirten Dr. Doğan, “Eğer saptanmış bir damar sertliği varsa, tedavide öncelikle medikal yöntemler kullanılmalı, bu yöntemlerden sonuç alınmadığında balon stent veya bypass ile tıkanan ve daralan damarlar açılabilir” dedi.
“Stent mi bypass mı?”
Dr. Doğan, damar sertliği tedavisinde en çok sorulan sorulardan biri olan “Stent mi bypass mı?” sorusunu ise şöyle yanıtladı; “Bu sorunun yanıtını hastanın durumu belirler. Yöntemi hastanın durumuna göre seçiyoruz. Bazı hastalarda stent bazılarında ise bypass cerrahisi daha iyi sonuçlar verir. Score syntax gibi skorlamalar da hasta için en iyi yöntemi bulmamızda bize yardımcı oluyor. Her damar stentle açılabilir fakat her damara stent işlemi uygulanması gerekir mi sorusuna şöyle yanıt veriyoruz; özellikle çoklu damar tıkanıklığı olan, yakın diyabet hastalığı olan, kalp gücü zayıf uzun darlığı olan hastalarda bypass’ın uzun dönemde daha faydalı olduğunu biliyoruz”
Stentin ömrünün birçok faktöre bağlı olduğunu belirten Dr. Doğan, “Koyulan stentin ilaçlı olup olmaması, duvara tam oturup oturmaması, hastanın kan sulandırıcı ilaçları düzenli alıp almaması, sigara alışkanlığı, diyabet, kolesterol, tansiyon ilişkisi ve pek çok detay stentin ömrünü uzatabilir ya da kısaltabilir” dedi.
“Stentten sonra bypass olabilir”
Stent taktırdıktan sonra tekrar tıkanıklık yaşanma ihtimali olduğuna işaret eden Dr. Doğan, 'Bacaktan alınarak yapılan bypass damarlarının 10 yıl içinde aşağı yukarı yüzde 50’si tıkanmaya eğilimlidir. Göğüsten alınan damarının aynı sürede tıkanma ihtimali yüzde 20-25’tir. Günümüzde kullanılan ilaçlı stentlerin tekrar tıkanma ihtimalinin ise 3 yılda yüzde civarında olabileceğini söylememiz mümkündür' diye konuştu. Stent tıkanmaları sonrasında bypass olunabileceğine değinen Dr. Doğan, “Bu mümkündür hatta tam tersi de mümkündür, bypass damarı tıkanan hastalara da stent takılabilir” dedi.
“Günde en az 7 bin adım”
Ameliyat olup stent takılan kişilerin, tekrar yaşam şekillerini bozarak, kilo alarak, egzersiz yapmayarak, tekrar sigaraya başlayarak veya kolesterollerini yükselterek veya ilaçlarını aksatarak damarlarının tekrar tıkanma riskini artırabileceğini vurgulayan Dr. Doğan, “Bunun yaşanmaması için şu önerilerde bulunuyoruz: Kilo kontrolü, düzenli egzersiz, günde en az 7 bin adım atılması, doktorun verdiği ilaçları düzenli kullanılması, şeker, tansiyon, kolesterol gibi hastalıklarınız varsa düzenli kontrol yapılması ve sebze ağırlıklı bir diyet uygulanması gerekir” sözleriyle hastaları uyardı.
Haber Resimleri
,
,