Tarih: 27.03.2022 11:25

Çorum’da “Yavuz Sultan Selim’den 15 Temmuz’a Tarihin Kırılma Noktaları” konferansı

Facebook Twitter Linked-in

TÜGVA Çorum İl Temsilciği tarafından Gençlik Buluşmaları kapsamında “Yavuz Sultan Selim’den 15 Temmuz’a Tarihin Kırılma Noktaları” konferansı düzenlendi. Konferansa konuşmacı olarak katılan Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Doç. Dr. Mücahit Küçükyılmaz, Türk tarihinin aynı zamanda liderler tarihi olduğunu ifade ederek, milletin her bir ferdinin kendi içinde, kendi çapında bir lider olduğunu kaydetti. “Bu milletin en önemli özelliği gerçek anlamda liderini bulduğu zaman önünde durulamaz bir heyecanla tarihin akışı seyrini değiştirmesi olmuş” diyen Doç. Dr. Küçükyılmaz, “Başımızda lider olmadığında, güçlü liderlerden yoksun kaldığımız zamanlarda da bozgunların, felaketlerin en kötülerini de yaşamış milletiz. Tarihin iki tane yaprağı vardır. Birisi siyahtır, birisi
beyazdır. 15 Temmuz bize bunu gösterdi. İçimizden hem Semih Terziler çıktı, Hem Ömer Halisdemirler çıktı. İkisi de bu milletin potansiyelinde var. Hain ve kahraman olmak bir dönem yaptığımız tercihe bakıyor. Allah’a şükürler olsun bu milletin tarihini kahramanlar belirlemiş. Çünkü bizim milletimiz düzenden, istikrardan yanadır. Ona bakarlar, ona göre karar verirler. Bu millet bu coğrafyaya 26 Ağustos 1071 tarihinde Sultan Alparslan ile geldi. Bu milleti bu topraklardan çıkarmak için 9 kez Haçlı seferi yapıldı. Yüzlerce irili ufaklı sefer gerçekleştirildi. Bunların en büyüklerinden bir tanesinde biz Kurtuluş Savaşı ile bu topraklardan Haçlıları def ettik. Başkomutanlık Meydan Muharebesi ne zaman başladı; 26 Ağustos 1922. Tarihlere baktığınız zaman size rastgele gözüken sayıların hepsi büyük bir sembolizmi de barındırıyor. Bir 26 Ağustos’ta Anadolu’nun kapıları bize açılıyor, yine bir 26 Ağustos tarihinde bizi Anadolu’dan atmaya çalışanlar def ediliyor” ifadelerini kullandı.
Yavuz Sultan Selim’in Anadolu ve Ortadoğu’da kurduğu düzenin 400 yüzyıl boyunca sürdüğünü anımsatan Doç. Dr. Küçükyılmaz, “Anadolu ve Ortadoğu’da kan dökülmemiştir. Ama bakıyoruz 100 yıldır Ortadoğu kan gölü. Kudüs, Ortadoğu’nun numunesidir. Ortadoğu’da hangi din varsa, hangi mezhep varsa Kudüs’te ondan bulunur. Kudüs’te düzen varsa dünyada düzen vardır. Kudüs’te düzen yoksa dünyada huzur kalmamıştır. Kudüs’e düzen getiren üç lider vardır. Bunlar Hz. Ömer, Selahaddin Eyyubi ve Yavuz Sultan Selim. Üçü de adil, ihlaslı ve mütevazıydı” şeklinde konuştu.
“Neden 15 Temmuz’da bizim üzerimize geldiler?” diyen Küçükyılmaz, şunları kaydetti:
“Haçlılar 9. kere geldiler. Bugün Haçlılar burnumuzun dibinde. Bugün Haçlılar Suriye’de, Irak’ta, kardeşleri Siyonistler Kudüs’te. Bizi asla yalnız bırakmıyorlar. Bizim zayıf düşeceğimizi, birbirimize düşeceğimiz zamanı bekliyorlar. Haçlılar, Urfa ve Antakya’da kontluk kurduktan sonra Kudüs’e inerler. Kudüs’ü alıp, yağmaladıkları tarih 15 Temmuz 1099. Bu tarihlerin rastgele tarihin cebinden tarihler olmadığının en büyük göstergelerinden bir tanesi bu. Neden 15 Temmuz’da bizim üzerimize geldiler. Neden o günü, o geceyi seçtiler şimdi anlıyor musunuz? Büyük devletler sembollerle çalışır. Sembollerle çalışmayı severler. Bugün Rusya ne yapıyor? Putin, Macron’u nasıl karşılıyor? Büyük devletler bunu yaparak karşısındakine boş olmadıklarını hissettirirler. 15 Temmuz gecesi şerefli Türk ordusunun üniformasını giyip bu milletin evlatlarını şehit edenler, gazi edenler, Türk ordusunun kalbine hançer gibi saplanmaya çalışmışlardı. Biz onları sadece ülkemizden atmadık, biz onları aynı zamanda ordumuzdan, emniyet, yargıdan attık. Tarih bizim bu mücadeleyi kazandığımızı yazacak. 15 Temmuz’da devlet ve millet lideriyle
Recep Tayyip Erdoğan ile bir olarak bu mücadeleyi kazanmıştır. Zaferimizden şüphe duymayın. Zaferimize gölge düşürmeye çalışanlara, moral bozmaya çalışanlara kulak asmayın. 15 Temmuz’da darbe yapmaya çalışanlar o gece
hızlı bir şekilde cevaplarını aldılar. Ama cevap bitmedi. Biz 15 Temmuz’dan 40 gün sonra 15 Temmuz’un kırkı yeni çıkmışken 24 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı operasyonunu yaptık. Milletin silahıyla, milletin üniformasıyla bu millete darbe yapmaya çalıştığınız o ordu var ya bu ordu değil. Bu ordu Sultan Selim’in Mercidabık seferine çıkardığı ve önünde Peygamber Efendimizin siyah sancağının olduğu Mehmetçik ordusudur. Bu mesajı vermek için biz 24 Ağustos 2016’da Fırat Kalkanı operasyonunu yaptık. Hem PKK’ya hem DEAŞ’a hem de onların 10 bin kilometre
ötedeki ağa babalarına hadlerini bildirdik. Biz boş değiliz, milletinize güvenin, ülkenizi sevin, liderinize güvenin. Mercidabık seferi ile Fırat Kalkanı harekâtı arasında tam 500 yıl var.”

“15 Temmuz görünürde bir darbe girişimiydi, ama aynı zamanda çok kanlı ve acımasız işgal girişimiydi”
15 Temmuz’un görünürde bir darbe ancak aynı zamanda çok kanlı ve acımasız bir işgal girişimi olduğunu söyleyen Doç. Dr. Hüseyin Aydın ise, “15 Temmuz eğer başarıya ulaşsaydı bugün ne devletimiz ne milletimiz olacaktı” dedi.
15 Temmuz’da bütün hazırlıklarını tamamlamış son darbeyi vurmaya hazırlanan bir örgütle karşı karşıya olduklarını vurgulayan Doç. Dr. Aydın, “15 Temmuz darbesi birilerinin dediği gibi çakma bir darbe değildi. Fevkalede iyi derecede hazırlanmıştı. O gece maddi gücü büyük, 7 düvelin arkasında olan bir gücün başarısız olması mucizevi bir şey. O gece mucizevi bir şekilde devlet ve millet kurtuldu. 15 Temmuz şunu göstermiştir, bu milletin tehlikeyi ve tehlikeyi algılama sensörleri çok güçlüdür. O gece görülen manzara birçok insanı şaşırttı. Devletin ve milletin tehlikeye düştüğünü gördüğü anda herkes gerçek kimliğine büründü. O gece görülen manzarayı başka ülkelerde göremezsiniz. Böyle bir güçlü yapılanmanın arkasında büyük devletlerin desteğiyle harekete geçtiği durumda direnme cesareti gösterecek milletlerin sayısı çok az. O gece tehdit altında olduğu hisseden milletimiz gereğini yapmıştır. Ve dünyaya büyük bir mesaj vermiştir. Bu mesajın muhatapları tarafından alındığını düşünüyorum. O gece Kurtuluş savaşından yaklaşık 100 yıl sonra bu devlet, bu millet, bu topraklar içeride darbeye destek veren yapılanmalara rağmen hiçbir şekilde işgal edilemez. Bizim 15 Temmuz’da dünyaya verdiğimiz mesaj budur. FETÖ, TSK’da diğer kurumlardaki gücüyle mukayese edilemeyecek etkinliğe, güce sahipti. Devlet içinde güçleri ne olursa olsun, dışardan gelen güçleri ne olursa olsun. Bu topraklarda son sözü her zaman millet söyler” diye konuştu.
Daha önceki darbe girişimlerinde hiçbir yönetici cumhurbaşkanı, başbakanın darbelerin bu ülkeye vereceği zararı bilmelerine rağmen direnme cesaretini göstermediğinin altını çizen Küçükyılmaz, “Eğer 15 Temmuz gecesi başımızda Recep Tayyip Erdoğan gibi güçlü bir lider olmasaydı amacına ulaşırdı. Bugün ne bu sınırlar içerisinde bir
devletimiz ne bugünkü gibi birlik beraberlik içerisinde milletimiz olacaktı. O gece sokağa çıkan herkesin eve dönmeme ihtimali yüksekti. O gece darbeciler halka ateş açılması konusunda ülkenin her tarafında talimat vermişlerdi. Darbeye hazırlık faaliyetlerinde kendi aralarında konuştukları bir husus vardı. Darbenin en unsurlarından birisi Cumhurbaşkanımıza yönelik operasyondu. Toplantıda bulunanlardan birisi ’Bunu başaramazsak, darbenin başarısız olması yüksek.’ İçlerinden birisi şunu söylüyor; ’Eğer biz cumhurbaşkanını alamazsak Hava Kuvvetleri Türkiye’yi yerle bir edecek.’ Bu ifade tanık ifadeleriyle sabit. Delili var” şeklinde konuştu.
Konferansı Belediye Başkanı Dr. Halil İbrahim Aşgın, AK Parti Çorum İl Başkanı Yusuf Ahlatcı ve öğrenciler izledi.

Haber Resimleri


,,,,,,


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
google-site-verification=fbYrMdn3Hyi0caRejTjzseDQOCgT9wF5nMcdT4_yxLI