Bakan Bozdağ, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle kadın hakim savcı adayları ile Adalet Akademisi’nde bir araya geldi. Programda konuşan Bozdağ, kadına karşı şiddetle mücadele konusunda Türkiye’de çok önemli çalışmalar yapıldığını söyledi.
Kadınları incitici ve ayrıştırıcı kavramları Türk hukukundan ve kanunlarından temizlediklerini belirten Bozdağ, ‘Kadın’ kavramını bütün kadınlar için ortak bir kavram olarak kullanılmasının hukuk düzeyinde temin ettiklerini vurguladı.
Şu anda 8 bin 294 kadın hakim ve savcımız görev yapmakta
Türk siyasi tarihinde kadınların lehine pozitif ayrımcılığı hazırlayıp anayasal düzene koyan ve devletin bütün kurumlarında pozitif ayrımcılığı uygulamayı emirleştirdiklerini söyleyen Bozdağ, “Anayasamızın 10. Maddesinde kadınlarla erkeklerin eşit haklara sahip olduğu devletin bu eşitliği hayata geçirmekle yükümlü olduğuna dair önce bir hüküm koyduk baktık ki haklar eşit diyoruz ama eşitlik kanunda yazdığı gibi değil. Devlete yüklenen yükümlülük de maalesef devletin bu alanda etkin rol almasını anayasanın eşitlik ilkesi varken hukuk devleti ilkesi varken pek de mümkün görülmüyor. Bunun üzerine ikinci bir adım attık kadınlar lehine yapışacak düzenlemelerin eşitlik ilkesine aykırı yorumlanamayacağına dair anayasamıza kadınlar lehine ilk defa pozitif ayrımcılık koyduk. Türk siyasi tarihinde kadınlar lehine pozitif ayrımcılığı hazırlayıp anayasal düzene koyan ve devletin bütün kurumlarına bu pozitif ayrımcılığı uygulamayı emir haline emirleştiren tarihi bir adımı biz anayasamıza koyduk ve büyük bir değişimi buradan hareketlendirdik. Geçen zaman içerisinde kadın istihdamının arttırmak için ciddi adımlar attık biz. Gelinen noktada belki sadece kendi kurumumuzla ilgili rakamı paylaşmam daha uygun olur. 2002 de bin 847 hakim ve savcımız varken, şuan da 8 bin 294 kadın hakim ve savcımız görev yapmaktadır. Şuanda hakim ve savcılarımızın yüzde 43’ünü kadınlar oluşturmaktadır” diye konuştu.

TCK’da yer alan bazı kanunların vicdanla örtüşmediğine değinen Bozdağ, şunları söyledi:
“Ceza kanunundan bir örnek vermek isterim. Zaman zaman AK Parti iktidarlarını, Cumhurbaşkanımızı ve bizleri eleştirenler oluyor kadın hakları konusunda. Ama ben çok net söylüyorum, bu haklar konusunda AK Parti iktidarlarıyla hiçbir iktidar aşık atamaz. Bizim yaptıklarımız ortada, başkalarının yaptıkları ortada. Bir örnek vereceğim. Eski Türk Ceza Kanunu’nda (CMK) diyor ki, ‘Failin kendisinin karısının kardeşinin çocuğunun namusunun kurtarmak saikiyle veledi zina bir çocuğun doğumdan sonra 5 gün içerisinde ya da nüfusa kaydolmadan önce öldürülmesi halinde 5 yıldan 10 yıla kadar hapis cezası verilir.’ Elinizi vicdanınıza koyun. Bir ülke için demokratik bir hukuk devleti diyoruz adına. Ama kanun diyor ki masum bir çocuğa veledi zina diyor. Ne tür ilişkiden doğarsa doğsun çocuk masumdur. Ama bizim kanunumuz veledi zina diyor. Hukuk devletine uyar mı bu? Vicdanlara sığar mı? 2005’in haziranına kadar bu böyleydi. Sonra da bakın ne diyor, adam öldürmenin cezası 18 yıldan 24 yıla kadar ama eğer sen böylesi veledi zina bir çocuğu namusunu kurtarmak için öldürmek istiyorsan şöyle öldür diye adeta yol gösteriyor.”

Mecliste yeni düzenlemeler olacak
Kadına karşı şiddeti önlemede yeni düzenlemelerin olacağını söyleyen Bozdağ, “Yeni hazırlanan bugün TBMM’ye milletvekillerimizin üzerinde çalıştığı ve yakında meclise sunacaklarını tahmin ettiğim düzenlemeler içerisinde kadına karşı şiddeti önlemek için önemli düzenlemeler yer almakta. Bu düzenlemeler hayata geçtiğinde halk arasında esasında kılık kıyafetinden dolayı indirim aldı algısına yol açan takdiri indirim nedenlerini sınırlandırılmakta ve vicdanları sızlatacak indirim uygulamalarını ortadan kaldırılmasına yol açacak hazırlıkları meclisimiz sürdürmekte. Aynı şekilde kadına karşı kasten yaralama, eziyet, işkence ve tehdit suçlarının cezaları artırılmakta ve CMK’nın 100. maddesinde kendini korumaktan yoksun bulunan kişiye ve engelliye karşı işlenen suçlar ile kasten kadına karşı yaralama ve sağlıkçılara karşı kasten yaralama suçlarında canavarca hisle bunları işleme tutuklama nedeni varsayılan haller arasına alınmaktadır” ifadelerini kullandı.
Israrlı takip suç sayılacak
Kişiyi sıkıntıya sokacak şekilde ısrarlı takip konusunda hapis cezasının uygulanacağını söyleyen Bozdağ, “Israrlı takip ilk defa Türk Ceza Kanunu’nda müstakil bir suç olarak düzenleniyor. Israrlı bir şekilde fiziken takibi, veya bilişim sistemleri üzerinden telefon ve elektronik ortamda 3. şahıslar üzerinden kişinin kendisi ve ailesiyle tehdit oluşturacak veya onu sıkıntıya sokacak takipler ilk defa suç olarak geliyor, düzenleniyor. 6 aydan 2 yıla kadar hapis cezası yaptırımına bağlanıyor. Eğer ısrarlı takip kişinin işini bırakmasına okulunu bırakmasına evini işini değiştirmesine yol açacaksa derecede vahim bir durumsa bu durumda da cezanın nitelikli halleri arasına konuyor ve ceza bir yıldan 3 yıla kadar artırılacak uygulanacak” değerlendirmesinde bulundu.

Haber Resimleri