“Dondurmam Gaymak” filmi ile hafızalara kazınan tiyatro ve sinema sanatçısı Turan Özdemir, 2018 yılında yaşamını yitirmişti. Sanatçının hayattayken rol aldığı ve 2016 yılında İzmir’in Tire ilçesine bağlı Gökçen köyünde çekilen “İsmetse Olur” filmi, 11 Şubat’ta vizyona girdi.
Filmin İzmir’de yapılan galasında Turan Özdemir’in hayattayken film ekibi için yazdığı iddia edilen bir mektup okundu. Merhum sanatçı mektupta “Bir tiyatrocuya yapacağınız en büyük iyilik, onu unutmamaktır. Kendimce düzgün bir hayat sürdüm ama eski enerjim de kalmadı. Kalbim artık yeter demeye başladı. Kendimi hasta hissediyorum. Farz edin ki aranızda değilim ama ben her yerdeyim. Hepinizden tek bir isteğim var. Sakın beni unutmayın' ifadelerine yer verdiği dile getirildi.
Turan Özdemir’in Bodrum’da avukatlık yapan kızı 38 yaşındaki Ezgi Özdemir, basın mensuplarına yaptığı açıklamada bahse konu mektubun tamamen uydurma olduğunu ileri sürdü. Mektuptaki el yazısının babasının el yazısı olmadığını söyleyen Muğla Barosu avukatlarından Ezgi Özdemir, ayrıca babasının medyada yer aldığı gibi kalp krizinden değil, menenjit sebebiyle hayatını kaybettiğini söyledi. Mektubun filmin reklamı için uydurulduğunu savunan Av. Ezgi Özdemir, olayla ilgili hem yönetmen hem de yapımcı hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ve tazminat davası açacaklarını ifade etti.
“Bu uydurma bir mektup”
Geçen hafta çıkan haberlerle böyle bir mektuptan haberleri olduğunu dile getiren Av. Ezgi Özdemir, şunları dile getirdi:
“Bu haberde babanın sanki yıllar sonra bir mektubu ortaya çıkmış gibi bir mektubun yayınlandığını gördük. Bu mektup kesinlikle, babamın el yazısıyla yazılmış veya babamın imzasını taşıyan bir mektup değildir. Tamamen filmin reklamını yapmak amacıyla uydurulmuş, bir mektup. Sanki babam kalp hastasıymış ölümünü hissetmiş, artık hiç enerjim kalmadı siz bu mektubu okurken ben çok uzaklarda olacağım ifadelerini içeren aslında biraz aklıselim bir insanın detaylı bir şekilde incelediğinde ya da o imzaya baktığında uyduruk, bir mektup olduğunu anlayabilecek nitelikte bir mektup olduğunu gördük.”
“Filmin yönetmenine ulaşamadık”
Filmin yönetmenine ulaşamadıklarını dile getiren Ezgi Özdemir, sözlerine şöyle devam etti:
“Yapım şirketini ağabeyim aradı ancak herhangi bir yetkiliye ulaşamadık. Yönetmenin telefon numarasını bulduk kendisi cevap vermedi. Kendisine sosyal medya üzerinden ulaştım. Sadece dedim ki; ‘Bu mektubun, yanlışlıkla yayınlandığını ve ailesinden özür dilediğinizi bildirin biz başka bir şey istemiyoruz.’ Ancak yönetmen hiçbir şekilde telefonlarımıza çıkmadı. Özel belgede sahtecilik oluşturacak nitelikte bir mektup yayınlanmış durumda. Bunu da kendilerine ilettik bunun suç oluşturduğunu söyledik. Babamın sanatçı kişiliğini zedeleyecek şekilde ailesinin manevi değerlerini zedeleyecek şekilde, kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğunu ve tazminat doğrayacağı yönünde bilgi verdik. Yönetmen bize sosyal medya üzerinden cevap vermeyi tercih etti. Katıldığı programda yalanı sürdürmeye devam etti. Bizi şu şekilde suçladı, ‘Oğlu yapım şirketini arıyor kızı sosyal medya üzerinden bize ulaşıyor. Bir dava açacaklarsa açsınlar. Biz kimsenin tarlasını malını mülkünü mü aldık. Bu sadece bir mektup’ gibi ifadeler kullandı. Sanki mektup uydurulabilirmiş bu mektup kullanılabilirmiş gibi bir hava oluşturuyor kendisi. Bizim de buna ortak olmamız gerektiği gibi bir izlenim oluşturuyor.”
“Babam 2016 yılında kalp rahatsızlığı yaşamadı”
Mektupta ima edildiği gibi babasının 2016 yılında kalp rahatsızlığı yaşamadığını dile getiren Özdemir, şu sözlere yer verdi:
“Mektubun asparagas bir mektup olduğu şuradan belli, babam 2016 yılında herhangi bir kalp problemi yaşamadı, 2017 yılında sadece anjiyo oldu. Fakat kalp krizi dahi geçirmedi. Babam kalp krizi sebebiyle de zaten vefat etmedi. Biz daha sonra ölüm raporunu aldığımız zaman, menenjit, beyin iltihaplanması sebebiyle olduğu tespit edildi. Bu mektup içeriğinde sanki kalp krizinden ölmüş, ölümünü hissetmiş gibi bir hava oluşturulmuş. Babam hayata son derece bağlı, mesleğine aşık esprili bir kişilikti. Mektup içeriğine baktığımız zaman ben artık, enerjim kalmadı, kalbim tekliyor gibi ifadeler görüyoruz. Babamızın bu şekilde anılmasını kesinlikle istemiyoruz. Kendisi bize sosyal medyadan siz bize o zaman nereden biliyorsunuz mektubu onun yazmadığını, diyor. Belki gözleri görmüyordu o nedenle başkasına yazdırmış olabilir diyor. Babamın gözleri çok net bir şekilde görüyordu. Film çekmiş bir insanın gözlerinin görmediğini ima edilmesi yönetmenin açıklamalarını gittikçe saçmalaşıyor.”
“Babamın kalemi kuvvetliydi, böyle cümleler kullanmazdı”
Babasının kaleminin çok kuvvetli olduğunu ve böyle cümleler kullanarak bir mektup yazmayacağını sözlerine ekleyen Özdemir, “Babamın yazarlık tarafı da çok kuvvetliydi. Hatta yazdığı bir çocuk oyunu İzmir Devlet Tiyatrosu tarafından oynanmıştı. Zaten kendisi böyle bir mektup kaleme alıyor olsa kesinlikle bu çocukça cümleleri asla kullanıyor olmazdı” dedi.
Yapım şirketi hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını ve tazminat davası açacaklarını dile getiren Av. Ezgi Özdemir, sözlerini şöyle noktaladı:
“Babamın son çıkmış filmi olabilir ama babamın zaten son çektiği filmde değildi. 2016 yılında bu film çekildi, 2017 yılında basitçe internetten ararsanız çekilmiş film ve dizilerinin olduğunu görürsünüz. Yapım şirketi ve yönetmenin aleyhinde suç duyurusunda bulunacağız. Manevi tazminat davası açacağız.”
Haber Resimleri
,
,
,
,
,
,