Tarih kaynaklarına göre 1262 yılında Anadolu Selçuklu Devleti döneminde yaptırılan, ismini dönemin veziri Pervâne Muineddin Süleyman’dan alan Pervane Medresesi, Sinop’un ikinci kez Türklere geçişi anısına Alaaddin Külliyesi içerisinde eğitim vermek üzere hizmete açıldı. Alaeddin Keykubad Camisi’ne komşu olan medrese, 1932-1970 yılları arasında müze, son 20 yıldır ise Sinop’ta kültür ve turizme hizmet vermekte. Şimdilerde içerisinde el sanatları ve el işi ürünler için hizmet veren dükkânlarla kente gelen turistlerin en büyük ilgi odağı haline geldi.
Girişi tamamen mermerden yapılmış olan Medrese, açık avlusunun orta kısmında şadırvan bulundurmakta. Avlunun doğu ve batı cephesinde üçer sütundan oluşan kemerli revaklar, revakların gerisinde de 10 adet küçük odalar bulunmakta. Medrese olarak hizmet verdiği dönemlerde sınıf olarak kullanılan odalar, içerisinde birer ocak ve sokağa bakan büyük bir pencere bulundurmakta. Arka avluda ise Candaroğulları Beyliği kurulmadan önce hüküm süren Pervaneoğulları Beyliği’nin son hükümdarı Gazi Çelebi ve kızının kabirleri yer almakta.
2002 yılında kültür ve turizm amaçlı kullanılmak üzere Sinop Valiliği’ne tahsis edilerek, valilik tarafından el sanatları çarşısı haline getirildi. Sinop’u ziyaret eden tur ve kurvaziyer gemilerin yanı sıra tüm turistlerin ilgi odağı haline geldi.
Sinop Kültür ve Turizm İl Müdür Vekili Metin Süren, kentin tarihiyle ilgili yaptığı konuşmada, “Sinop gerçekten dünya tarihinde önemli bir antik şehir olmanın yanında önemli bir Selçuklu şehri bilinenin aksine. Önemli bir tarih ve medeniyet şehri, inanç turizmi merkezi diyebiliriz. Birçok özelliği var. Antik dönemden beri bir çok medeniyete ev sahipliği yapan ve tüm medeniyetlerin hâkimiyet kurmak istediği ilimiz Sinop, önemli bir liman kenti olması nedeniyle. Ecdadımız Selçuklu da 1071’de Anadolu topraklarına girdiğinde denize ilk olarak Sinop’tan açılmıştır. Önemli bir Selçuklu şehridir. Bundan dolayı 1214’te Selçuklu’nun Sinop’u fethedişi anısına külliye inşa edilmiştir. Bu külliye, kışla camilerine örnek teşkil etmesi açısından önemli bir külliyedir” ifadelerini kullandı.
Külliyenin detaylarından bahseden Süren, “Külliye içerisinde bugün yanlış bir imar uygulamasıyla hamam kısmı bir sokakla, medrese kısmı bir sokakla külliyeden ayrılmış, türbe kısmı da yine bir sokakla külliyeden ayrılmıştır. Ama Selçuklu döneminde külliye inşa edilirken kışla camisi ve külliye tarzında inşa edilmiştir. Girişinde dinimizin temizliğini temsil eden hamam, ilim ve irfan yuvası olarak adlandıracağımız medrese, ölümü sonsuzluğu işaret eden türbe şeklinde inşa edilmiş külliyedir. Şuanda Pervane Medresesi, el sanatları çarşısı olarak hizmet vermektedir” dedi.
Haber Resimleri
,
,
,
,
,
,