Mısır’ın Luksor kentinden gelen Muhammed Abdelfattah, üç yıl önce eğitim bursu sayesinde Eskişehir’e gelerek ailesini geride bıraktı. Anadolu Üniversite’sinde Sinema-TV bölümünde öğrenim gören genç aynı zamanda harçlığını çıkarmak için hem 3D portre çizimler yapıyor, hem de şehre gelen Arap turistlere tercümanlık yapıyor. Luksor ile Eskişehir arasında mekânsal farklar haricinde pek bir değişiklik olmadığını belirten Abdelfattah, “Burası, benim doğduğum kentle hemen hemen aynı. Fakat bizim orada bol miktarda tapınak ve Mısır kültürüne ait geleneksel mezarlar bulunuyor. Mısır’a döndüğümde bana normal olarak Türkiye’yi ve Eskişehir’i soruyorlar. Ben de onlara, Türkiye’nin en sakin şehri diyorum. Konuştuğumuz dilde benzer kelimelerin olduğunu belirtiyorum. Mesela ortak kelimeler olarak; abi, abla, asker gibi sözcükler bizde de kullanılıyor” dedi.

“Beni rengimden dolayı dışlamaya çalışanların hatalarını fark ettirmeye çalıştım”
Uzaktan eğitim gördüğü dönemde ülkesine dönmek zorunda kalan Mısırlı Muhammed, bu süreçte Eskişehir’den üzülerek ayrılmak zorunda kaldığını ve imkânı olsa ailesini de kentte gezdirmek istediğini ifade etti. Mercimek yemeğinin Mısır’da da bol miktarda yenildiğini fakat Eskişehir’deki kadar keyif alamadığını söyleyen Abdelfettah, düşüncelerini şu cümlelerle devam ettirdi:
“Eskişehir’e ilk geldiğimde Türkçe bilmediğimden dolayı iletişim problemleri yaşadım ve zaman zaman da ırkçı tavırlara maruz kaldım. Fakat birkaç dakika sohbet ettikten sonra, beni rengimden dolayı dışlamaya çalışanların hatalarını fark ettirmeye çalıştım. Ne kadar Türkçe kelime öğrensem o kadar arkadaş edindiğimi anladım ve bu durum da dil problemini atlatmak için bana motivasyon kaynağı oldu.”
Fransızca tercümanlık bölümünü yarıda bıraktığını ve Lyon’da eğitim bursu ararken kendini bir an da Eskişehir’de bulduğunu Muhammed Abdelfattah, “Türkiye’ye gelmeden önce ailem bu duruma hiç sıcak bakmadı fakat her telefonla konuştuğumda onlara, Eskişehir’in çok güvenli bir kent olduğunu anlattım” diye ifade etti.

Haber Resimleri

,