Medipol Mega Üniversite Hastanesi Çocuk Hematoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Elli, 4 Şubat Dünya Kanser Günü kapsamında önemli açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Elli, dünya genelinde her yıl 400 bin çocukta kanser geliştiğini belirterek, “Bu çocukların dörtte biri dünyanın ekonomik ve sosyoekonomik olarak geri kalmış ülkelerinde tanı konamadan kaybediliyor. Çocuklarda kanser görülme sıklığı 15 yaş altında milyonda 110-150 arasındadır. Tüm kanser olgularının yüzde 1 ila 5’i çocuklardadır. Türkiye’de her yıl 2 bin 500-3 bin yeni çocukluk çağı kanseri vakası bekleniyor. En çok görülen çocukluk çağı kanserleri ise lösemiler, beyin-omurilik tümörleri, lenfomalar, Nöroblastom, Wilms tümör, yumuşak doku tümörleri, kemik tümörleridir” diye konuştu.
“Enfeksiyonlar kanser riskini artırabilir”
Yetişkinlerdeki kanserin aksine, çocukluk kanserlerinin büyük çoğunluğunun bilinen bir nedeni olmadığına işaret eden Prof. Dr. Elli, “Kanser her yaştan insanda görülür ve vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebilir. Tek tip bir dokuda hücrelerde genetik değişimle başlar, daha sonra vücudun diğer kısımlarını istila eden ve tedavi edilmezse vücuda zarar verip ve ölüme neden olan bir kitleye (veya tümöre) dönüşür. Birçok çalışma çocukluk kanserinin nedenlerini belirlemeye çalışmıştır, ancak çocuklarda çok az kanser çevresel veya yaşam tarzı faktörlerinden kaynaklanmaktadır. Çocuklarda kanser önleme çalışmaları, çocuğun bir yetişkin yaştaki önlenebilir kanser geliştirmesini engelleyecek davranışlara odaklanmalıdır. HIV, Epstein-Barr virüsü ve sıtma gibi bazı kronik enfeksiyonlar, çocukluk çağı kanseri için risk faktörleridir. Diğer enfeksiyonlar, bir çocuğun yetişkin olarak kansere yakalanma riskini artırabilir, bu nedenle aşı olmak (karaciğer kanserini önlemeye yardımcı olmak için hepatit B’ye karşı ve rahim ağzı kanserini önlemeye yardımcı olmak için insan papilloma virüsüne karşı) ve erken teşhis gibi diğer yöntemler önemlidir. Mevcut veriler, kanserli tüm çocukların yaklaşık yüzde 10’unun genetik faktörler nedeniyle bir yatkınlığa sahip olduğunu göstermektedir. Çocuklarda kanser gelişimini etkileyen faktörleri belirlemek için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır” açıklamasında bulundu.
Bu belirtilere dikkat
Prof. Dr. Murat Elli, çocukluk çağı kanserlerinin en önemli belirtilerine ilişkin, “Beklenmeyen kitle ve şişlikler, açıklanamayan halsizlik ve güçsüzlük, spontane çürük ve bereler, uzamış ve nedeni bilinmeyen ateş, sabah baş ağrıları, ani başlangıçlı göz ve görme bozuklukları, aşırı ve hızlı kilo kaybı, kemik eklem ağrısı çocukluk çağı kanserlerinin belirtileri arasındadır. Çocukluk çağı kanseri, ateş, şiddetli ve inatçı baş ağrıları, kemik ağrısı ve kilo kaybı gibi aileler ve eğitimli birinci basamak sağlık hizmeti sağlayıcıları tarafından tespit edilebilen bir dizi uyarı semptomu ile ilişkilidir. Bu belirti ve bulguların varlığında acil olarak kanser araştırması yapmak genellikle gerekli değildir. Bu belirti ve bulgular makul bir sürede geçmezse pediatrik onkoloji konsültasyonu istenmelidir” diye konuştu.
Erken tanı hayat kurtarıyor
Çocukluk çağı kanserlerinde erken tanının önemini ise Prof. Dr. Murat Elli, şu şekilde değerlendirdi: “Çocuklarda kanseri önlemek genellikle mümkün olmadığından, çocuklarda kanser yükünü azaltmak ve sonuçları iyileştirmek için en etkili strateji, hızlı ve doğru tanıya ve ardından kişiye özel destekleyici bakım ile etkili, kanıta dayalı tedaviye odaklanmaktır. Erken teşhis edildiğinde, kanserin etkili tedaviye yanıt verme ihtimali daha yüksektir ve daha büyük bir hayatta kalma ihtimali, daha az acı çekme ve genellikle daha az pahalı ve daha az yoğun tedavi ile sonuçlanır. Kanser erken teşhis edilerek ve bakımda gecikmelerin önüne geçilerek kanserli çocukların hayatlarında önemli iyileştirmeler yapılabilir. Kanserli çocukları tedavi etmek için doğru teşhis çok önemlidir çünkü her kanser cerrahi, radyoterapi ve kemoterapiyi içerebilen özel bir tedavi rejimi gerektirir. Erken tanının 3 önemli bileşeni vardır. Bunlar; ailelerin ve birinci basamak sağlık hizmeti sunucularının semptomların farkındalığı; doğru ve zamanında klinik değerlendirme, doğru teşhis; ve hızlı doğru tedaviye doğru bir merkezde, doğru bir ekip ile erişim. Erken teşhis, tüm ortamlarda önemlidir ve birçok kanser için sağkalımı iyileştirir. Erken ve doğru teşhisi teşvik etmeye yönelik programlar, genellikle hükümetlerin, sivil toplumun ve sivil toplum kuruluşlarının ortak çabalarıyla ve ebeveyn grupların oynadığı hayati rollerle, tüm gelir seviyelerindeki ülkelerde başarıyla uygulanmaktadır. Tarama, genellikle çocukluk çağı kanserleri için yararlı değildir. Bazı seçilmiş durumlarda, yüksek riskli popülasyonlarda düşünülebilir. Örneğin, çocuklarda bazı göz kanserlerine kalıtsal bir mutasyon neden olabilir, bu nedenle retinoblastomlu bir çocuğun ailesinde bu mutasyon veya hastalık tespit edilirse, genetik danışmanlık sunulabilir ve kardeşlerin yaşamın erken dönemlerinde düzenli göz muayeneleri ile takibi yapılabilir. Çocukluk çağı kanserlerinin genetik nedenleri, kanserli çocukların yalnızca küçük bir kısmıyla ilgilidir. Çocuklarda nüfusa dayalı tarama programlarını destekleyecek yüksek kalitede kanıt yoktur.”
Türkiye’de yüzde 80’i başarıyla tedavi edilebiliyor
Prof. Dr. Murat Elli, çocukluk çağı kanserlerinde tedavi başarısına ilişkin ise şu bilgileri verdi: “Kapsamlı hizmetlerin genel olarak erişilebilir olduğu yüksek gelirli ülkelerde, kanserli çocukların yüzde 80’inden fazlası tedavi edilmektedir. Düşük ve orta gelirli ülkelerde yüzde 30’dan azı tedavi edilir. Bizim ülkemizde ise bu oran yüzde 80’e yakındır. Unutmamak lazım ki ülkemiz çocuklarına çok iyi olanaklar sağlıyor. Çok iyi yapılanmış çocuk onkoloji merkezlerimiz var. İşini çok iyi bilen, iyi yetişmiş ekipler var. Bilim çok gelişti etkin ilaçlar, yeni cerrahi teknikler, daha etkin ışın tedavileri var. Modern hastanelerimiz var, destek hizmetlerimiz çok iyi. Bilinmesi gerekir ki kanser tedavisi takım işidir. Siz bu takımın bir üyesisiniz. Siz ve biz sağlık çalışanları aynı taraftayız. İnanın ki biz bu kanseri yeneriz.”
Haber Resimleri
,