Kocaeli’nin Çayırova ilçesi Akse Mahallesi’nde, zamanında Balkanlarda yapılan zulümlerden kaçarak gelen Müslüman halktan 3 ağa tarafından Sultan Mehmed Reşad döneminde yaptırılan Akseköy Cami, 1 asrı aşkın zamandır ayakta duruyor. 1910 yılında inşa edilen, tarihi özellerini koruyarak günümüze ulaşan camide, 112 senedir ibadetler aksamıyor.
'Ak Kilise ismi daha sonra Akse olarak çevriliyor'
Caminin yapılış hikayesini anlatan Tarihçi - Yazar Recep Kankal, 'Bulunduğumuz bölge İstanbul’un girişindeki Çayırova ilçesi. Kocaeli’mizin de en batı ilçesi olarak bilinen ve en küçük ilçelerinden de birisi. Şu an bulunduğumuz yerdeki cami 1910 senesinde yapılmış ve Çayırova’da tescillenmiş ilk tarihi eser ve bölgedeki en eski tarihi eserlerden birisi. Çünkü bu camii 1910 senesinde Sultan Reşad döneminde buradaki Akseköy halkı tarafından yapılıyor. Burası aslında eskiden Osmanlı döneminde Ak Kilise köyü olarak da biliniyor. Burası Hristiyan ahalinin yaşadığı bir yer ve 1820’lerde Osmanlı-Rus savaşlarından sonra Balkanlardan, Evladı Fatihan diyarından gelen, Rusya’dan, Bulgar zulmünden kaçan soydaşlarımız buraya geliyor ve burada yerleşim alanı açılıyor. Onların da buradaki yerleşimiyle birlikte burası da Müslüman ahalinin yerleşmiş olduğu bir bölge haline geliyor. İlk dönemlerdeki Ak Kilise ismi daha sonra Akse olarak çevriliyor ve Müslüman ahalinin nüfusu burada gittikçe artıyor. Özellikle Osmanlı - Rus savaşından sonra da Çayırova’nın Akse Mahallesinde nüfus daha da artıyor. Balkanlardan gelen ahali burada daha çok evlerini yapmaya başlıyor. Fatih Sultan Mehmet’in vefat ettiği Hünkar Çayırından dolayı bu bölge Çayırova olarak anılıyor. 1992 senesinden sonra Çayırova ismini görüyoruz. Daha öncesinde ise Şekerpınar ve Güzeltepe ismiyle anılıyor. Akseköy aslında eskiden Güzeltepe Mahallesi olarak biliniyor. Cumhuriyet döneminden sonra Akse olarak değişiyor' dedi.
'Kitabesi dahi hala günümüze kadar gelmiş'
Caminin 1 asrı aşkın zamandır Çayırova sırtlarında, Akse Mahallesi olarak geçen yerleşkede ibadete açık olduğunu aktaran Kankal, 'Minaresi tek şerefeli bir cami. Sanki Osmanlı’nın ilk dönemlerinde, kuruluş döneminde gördüğümüz camilerde olduğu gibi minaresinde tek şerefe olan bir cami. Zeminden 20 metre yüksekliğe sahip bir minaresi var. Caminin iç döşemeleri orijinal ve kitabesi dahi hala günümüze kadar gelmiş ve 1910 senesinde caminin yapıldığını görüyoruz. Caminin kitabesinde hayrat sahibinin 3 kişi olduğunu görüyoruz. Said, Kamil ve Nusret ağalar tarafından bu caminin buraya inşa edildiğini görüyoruz kitabesinden. Caminin ahşap oymacılığın bir örneği olan minberi de günümüze kadar sağlam bir şekilde gelmiş. Tavan süslemeleri de Osmanlı’nın ilk dönemlerinde gördüğümüz tahta, ahşap oymacılığın bir sanat eseri olarak da günümüze kadar gelmiş. 2 katlı bir cami. Hanımlara ait olan üst kısmı da var. Büyük olmasa da o dönem şartlarında yapılmış bu caminin tarihi özelliklerini kaybetmeden günümüze kadar geldiğini görüyoruz' diye konuştu.
Haber Resimleri
,
,
,
,
,
,
,
,
,