Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nur Baran Aksakal tarafından, “Tıp Fakültesi Öğrencilerine Yönelik Mezuniyet Öncesi Aşı Kararsızlığına Karşı Aşı İletişimi Eğitimi (AKİLE-MÖ)” başlıklı proje, TÜBİTAK 1001 desteği almaya hak kazandı. Proje ile pandemi sürecinde gündemde yer bulan aşı kararsızlığına karşı tıp fakültesi öğrencilerinin bilgi, tutum ve davranışlarını geliştirmeyi hedefleniyor.
Söz konusu projede, tıp öğrencilerine aşı kararsızlığına karşı uygun aşı iletişimi becerilerin kazanmaları için İletişim Uzmanları ile AKİLE-MÖ programının geliştirilmesi ve etkinliğinin değerlendirmesi amaçlanıyor. İki yıl sürecek projenin çıktıları ve oluşturulacak eğitim programının içeriğinde güncel ve güvenilir bilgiye ulaşma ve uygun iletişim becerisi ile sunmaya yönelik aktiviteler yer alacak. İki aylık deneme sürecinin ardından projenin geliştirilmesi ve kapsamının genişletilmesi için çalıştay düzenlenecek.
Prof. Dr. Nur Aksakal yaptığı basın açıklamasında, söz konusu proje ile hekimlerin doğru bilgiyi, düzgün bir iletişim becerisi ile kişilere aktarmasını sağlamayı amaçladıklarını belirterek, hekimlerin, kararsızlık yaşayan kişilerle düzgün iletişim kurma becerisi kazandıracaklarını söyledi. Söz konusu projede Eskişehir Anadolu Üniversitesi’nden iletişim uzmanlarının olmazsa olmazı olduğunu ifade eden Aksakal, kendi deneyimi ya da kendi öğrendikleri ile doğru yanıtı veren hekimler yetiştirmeye çalışacaklarını aktardı.
“Biz aşıyla binlerce, milyonlarca hayat kurtardık bugüne kadar”
Aşının insanların hayatında çok önemli bir etkiye sahip olduğunu dile getiren Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aksakal, “Biz aşıyla binlerce, milyonlarca hayat kurtardık bugüne kadar. Ama son dönemde pandemi ile yeni aşılar ortaya çıktığında aşı kararsızlığının bütün dünyanın yanı sıra ülkemizde de yaygınlaştığını gördük. Hayat kurtaran bir sağlık uygulamasını daha iyi anlatabilmek gerektiğini düşündük. O nedenle bu projeye başladık” dedi.
“Bu proje ile hekimlerimizin doğru bilgiyi, düzgün bir iletişim becerisi ile kişilere aktarmasını sağlamayı amaçladık”
Aşı kararsızlığı yaşayıp hekimlere başvurulduğunda doğru bir iletişim ve düzgün bilgiyi alarak aşılanma kararı almış insanların oldukça fazla olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Nur Aksakal, “Hekimlerimiz bu konuda oldukça becerikliler. Ama bu bilgiler arttıkça, çeşitlendikçe ve komplo teorileri işin içine girdikçe gerçekten kişileri doğru bilgi ile ikna etmek zorlaşıyor. Hekimlerimiz kendi inandıkları doğruları anlatmakta zorluk çekiyorlar. O nedenle biz böyle bir boşluk olduğunu fark ettik. 5 tane üniversite ile bu projeyi hazırladık. Bu proje ile hekimlerimizin doğru bilgiyi, düzgün bir iletişim becerisi ile kişilere aktarmasını sağlamayı amaçladık. Gazi Üniversitesi yürütücü üniversite” dedi.
“Proje ile kararsızlık yaşayan kişilerle düzgün iletişim kurma becerisi kazandıracağız”
Tıp Fakültesi Öğrencilerine Yönelik Mezuniyet Öncesi Aşı Kararsızlığına Karşı Aşı İletişimi Eğitimi projesinin iki yıllık bir proje olduğunu bilgisini veren Prof. Dr. Aksakal, “TÜBİTAK 1001 projesi. Bizim proje başlığımız ‘Aşı kararsızlığına karşı aşı iletişim eğitimi.’ Yani kararsızlık yaşayan kişilerle düzgün iletişim kurma becerisi kazandıracağız. Tabii ki bunu daha sonra bütün tıp fakültelerine yayılımını sağlayacağız. Ama bu projemiz için iki yılımız var. Bu iki yıl içinde öncelikle aşı kararsızlığı ve aşı iletişimi ile ilgili müfredatta ne kadar bir yer var fakültelerimizde. Onları göreceğiz öncelikle. Uluslararası bu işin uluslararası alanda nasıl yapıldığını tarayacağız. Arkasından bir ihtiyaç analizi yapacağız. Bizim özellikle intern hekimlerimiz ve sahadaki hekimlerimizle konuşarak ne tür bir bilgi ihtiyaç duyuyorlar. İletişimde ne tür bir sıkıntı yaşadıklarını tespit edeceğiz. Arkasından buna yönelik, ihtiyaç analizi sonuçlarına göre bir çalıştay ile programımızı planlayacağız. Ardından yine Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde pilot eğitimimizi gerçekleştireceğiz” diye konuştu.
“İletişim uzmanlarımız projede olmadan olmazdı”
Projede Gazi Üniversitesi’nin yanı sıra Karadeniz Teknik Üniversitesi, Akdeniz Üniversitesi, Anadolu Üniversitesi ve Medeniyet Üniversitesi’nin olduğunu dile getiren Prof. Dr. Aksakal, “Bu üniversitelerimizden özellikle multidisipliner bir ekip toplamaya çalıştık. Çünkü bu projenin içinde iletişim var. İletişim uzmanlarımız olmadan olmazdı. O yüzden Eskişehir Anadolu Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden hocalarımız dahil oldular. Böyle büyük bir ekiple hekimlerimizin aşıyı doğru anlatabilme becerilerini geliştirmek için yola çıktık” dedi.
“İnsanlar, değişik ve çok çeşitli doğru, yanlış, yarısı doğru yarısı yanlış yorumlanmış çok fazla bilgiye maruz kalıyorlar”
Dünyada özellikle pandemi dönemde infodeminin ortaya çıktığına işaret eden Prof. Dr. Aksakal, “Herhangi bir kişi bilimsel olsun olmasın, doğru ya da yanlış bir bilgi üretiyor. Paylaşım yapıyor ve bu bilgi bütün dünyaya yayılıyor. Bütün dünyaya yayılınca insanlar sosyal mecralardan, sosyal medyadan, tanıdıklarından, haberlerden ya da internet sitelerinden değişik ve çok çeşitli doğru, yanlış, yarısı doğru yarısı yanlış yorumlanmış çok fazla bilgiye maruz kalıyorlar. Özellikle bu bilgiler aşıyla ilgili bilgilerse kafaları karışıyor. Ardından da bir aşı kararsızlığı oluşuyor. Bu aşı kararsızlığı oluştuğunda da bir bilene sorma ihtiyacı duyuyorlar. Genellikle bu bilen de sağlık personeli ve hekimlerimiz oluyor. Hekimlerimize bu konuda danışıldığında hekimlerimizin doğru bilgiyi verdiklerini, ancak iletişimi belirli koşullarda yapmadığı zaman anlaşamadıklarını ve gerçekten doğru bildiklerini aktarırken zorlandıklarını gördük” ifadelerine yer verdi.
“Doğru ya da yanlış, yarısı doğru yarısı yanlış bol miktarda bilginin bilerek ya da bilmeyerek yayılması durumu söz konusu”
Aşı kararsızlığının pandemi döneminde anlaşılabilir bir durum olduğunu ifade eden Prof. Dr. Aksakal, “Çünkü o kadar çok bilgi var ki ortalıkta dolaşan. İnfodemi zaten bu. Doğru ya da yanlış, yarısı doğru yarısı yanlış bol miktarda bilginin bilerek ya da bilmeyerek yayılması durumu söz konusu. Sosyal medya mecraları buna çok uygun. Twitter, Instagram, Facebook buna çok uygun. Bilgiler çok rahat paylaşılıyor. Onun dışında internette insanlar forumlarda düşüncelerini çok rahat ifade edebiliyorlar. Siz de eğer bunları kullanıyorsanız, bu iş ile ilgili çok fazla bilgi bombardımanına maruz kalıyorsunuz. Bu bilgi bombardımanı içinde doğru bilgiyi seçmeniz zorlaşıyor. Hekimler arasında da bu işin kötü olduğunu ya da bu iş ile ilgili yanlış uygulamalar olduğunu iddia edenler oluyor. Bunlar da tabii ki kafa karışıklığına neden oluyor. O yüzden insanlar doğru bilgiye erişmek istiyorlar. Doğru bilgiye erişmek istediklerinde de genellikle hekimlerini bilgi kaynağı olarak kullanıyorlar. Bu kadar bilgi arasında doğru bilgiyi seçmelerinde yardımcı olması için hekimlerinden destek almaya çalışıyorlar” değerlendirmesini yaptı.
“Aldığınız bir ağrı kesiciden ölme ihtimaliniz, bir aşıdan ciddi bir yan etki görülme ihtimalinden binlerce kat fazladır”
Dünyada hiçbir şeyin yüzde 100 güvenilir olmasının mümkün olmadığına dikkati çeken Prof. Dr. Aksakal, “Her gün su içerken ölen yüzlerce insan var. Su içmekten bahsediyorum. Ya da evinden çıktıktan sonra dönemeyen binlerce insan var bu ülkede pek çok faktörden dolayı. Dolayısıyla siz eğer yaşıyorsanız risk almak zorundasınız o ya da bu şekilde. Başka enfeksiyonlarla da enfekte olabilirsiniz. Ya da emniyet kemeri takmanız gerekir. Kazaları önlemek için kemer takın denir. Peki kemeri sıkışıp araçtan çıkamadığı için ölenler yok mu, var. Ama çok çok azdır bu. Onun dışında her gün yüzlerce hayat kurtarmaktadır emniyet kemeri. O yüzden bunu düşünürken risk değerlendirmesi yapmanız gerekir. Bugün başınız ağrıdığını varsayalım. Aldığınız bir ağrı kesiciden ölme ihtimaliniz, bir aşıdan ciddi bir yan etki görülme ihtimalinden binlerce kat fazladır. Biz bunu anlatmaya çalışıyoruz” dedi.
“Hasta olursanız ölme ihtimaliniz yüzde 1 hastaneye yatış ihtimaliniz var. Bu ihtimalin içinde de yüzde 1 ölüm ihtimaliniz var. Şimdi siz böyle bir riski mi alırsınız?”
Aşının içinde formaldehitin yer aldığı söylemlerini işaret eden Prof. Dr. Aksakal, “Minimum miktarda içinde barındırır çünkü üretilen yerden size uygulanan yere kadar aşıyı korumanız gerekir. Bunun için koyuluyor. Ama bir kabuğuyla bir armut tükettiğinizde yüz katı formaldehit olduğunu gösteren çalışmalar var elimizde. O zaman armut da hiç yemeyin. Ya da cıvayı ele alalım. Cıvanın aşıyla ilgisi olmadığı milyonlarca çocuğu içeren çalışmalarda gösterildi. Aşının içinden çıkarıldı. Suçlandığı hastalık devam ediyor. Ama buna rağmen bir düşünceyi ilk okuduğunuzda sizin eski düşüncelerinizle örtüşüyorsa onun doğru olma ihtimalini düşünüyorsunuz doğru olmamasına rağmen. Böyle durumlarda biz de risk algısını geliştirmeye çalışıyoruz. Pandemi aşısından bahsedelim. Hasta olursanız ölme ihtimaliniz yüzde 1 hastaneye yatış ihtimaliniz var. Bu ihtimalin içinde de yüzde 1 ölüm ihtimaliniz var. Yani bin kişi Covid-19 olduğunda biri ölüyor. Zaten vaka sayılarında da oran bu şekilde. Apaçık ortada. Şimdi siz böyle bir riski mi alırsınız?” dedi.
“Ben rulet oynamak istiyorum, yüzde 99’a yüzde 100 denk gelirim diyorsanız aşı olmama hakkınız olabilir”
Aşıdan ölüm olmadığını ve ağır hasara bakıldığında karşılaştırılmayacak kadar az olduğunu aktaran Prof. Dr. Aksakal, “Çünkü hastalığı geçirdiğinizde ciğerlerinizi kaybediyorsunuz. İlerde uzamış Covid dediğimiz bir enfeksiyon var. Onu karşılaştırdığınızda aşı o kadar güvenli ki hastalığa göre. Ha ben rulet oynamak istiyorum. Ben yüzde 99’a yüzde 100 denk gelirim diyorsanız aşı olmama hakkınız olabilir. Ama böyle bir şey yok dünyada. Yani hele risk almamak, böyle ortamlarda mümkün değildir. Biz bütün dünyada bütün işlerimizde bu risk tartımını yaparız. Ben bunu mu yapayım, bunu mu yapayım neye göre karar verirsiniz; riskin büyüklüğüne göre karar verirsiniz. Hastalığın kötü sonuçlanma riski her zaman aşınınkinden yüksektir. Bütün aşılar için bu geçerlidir” diye konuştu.
“Kendi deneyimi ya da kendi öğrendikleri ile doğru yanıtı veren hekimler yetiştirmeye çalışacağız”
Prof. Dr. Nur Aksakal, aşı karşıtlarının oluşturduğu aşı kararsızlığı ile bilimsel bilgiyle mi yoksa iletişim uzmanlarından destek alarak halk dilinde bir mücadele verecekleri sorusuna ilişkin, “Her ikisini de yapacağız. Çünkü hekimlerimizin bilimsel olarak tabanını güçlendirmek istiyoruz. Kullandıkları argümanları neye dayandığını, hangi araştırmalarla bulunduğunu, hangi bilimsel veriyi kullanmaları gerektiğini öğreteceğiz. Zaten bu çok önemli. Çünkü geniş bir yelpaze var karşımızda. Okuyan, anlayan bir grup var. Ayrıca kendisi okuyarak da bilgiye ulaşabilen bir grup var. Ortada gerçek bilgiyi anlaşılan dille ifade etmeye gayret edilmesi durumu var. En uçta da bilgiyi paylaşmanıza gerek olmayan ama kendi deneyimlerinizden bahsetmeniz gerekir. Benim yakınlarımda öyle oldu. Dediler ki sen hangi aşıyı oluyorsan, biz de onu olacağız. Sen ne yapıyorsan biz de onu yapacağız. Çünkü bazen güven önemlidir. Bazen sadece çok ayrıntıyı bilmezsiniz. Ama güvendiğiniz kişi rol modelinizdir, o ne yapıyorsa onu yaparsınız. İşte bu yelpazeyi öğreteceğiz öğrencilere. Eğer böyle bir şey varsa o zaman kendi aşılandığından, çocuklarının ve yeğenlerinin aşılandığından bahsedebilirsin diyeceğiz. Dolayısıyla bu çok geniş bir yelpaze. Biz bununla ilgili doğru bilgiyi öncelikle nedeni anlayarak çözeceğiz. Daha noktasal, neye itiraz edildiğini, ne anlaşılmadığını anlamaya yönelik soruları soran sonra da ona uygun, kendi deneyimi ya da kendi öğrendikleri ile doğru yanıtı veren hekimler yetiştirmeye çalışacağız” ifadelerini kullandı.
“Biz artık çocuk felci görmüyorsak, kızamıktan ölümler görmüyorsak ülkemizde bu aşıların başarısına bağlıdır”
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Öğretim Üyesi Aksakal, Covid-19 aşılarına karşı oluşan karşıtlığın diğer aşılara sıçrama ihtimalinin olup olmamasına sorusuna ilişkin, “Maalesef var. Bir kere aşıya güveninizi kaybederseniz, diğer aşılarda da aynı sorun oluyor. Halbuki biz artık çocuk felci görmüyorsak, kızamıktan ölümler görmüyorsak ülkemizde bu aşıların başarısına bağlıdır. Ama tabii ki pandemi bu anlamda anlaşılabilir. Yeni bir aşı ile karşılaşıldığında kararsızlıkta bir sıçrama oldu. Biz de bunun için hazırlıklarımızı hızlandırdık. Projenin bu döneme denk gelmesi, özellikle aşı kararsızlığının çok alevlendiği döneme denk gelmesi ile ilgili. İleride diğer aşıların da zan altında kalmasını engellemeye yönelik bir girişim. Ama tabii ki bugün pandemi aşısı olur, yarın başka bir etken olur. O yüzden biz genel olarak balık tutmayı öğreterek, her durumda gerekli bilgiyi almalarını sağlamayı hedefliyoruz hekimlerimizin” ifadelerini kullandı.
“Aşı hayat kurtarır, aşı güvenlidir ve her zaman hastalığın riski aşı ile alabileceğiniz risklerle karşılaştırılamayacak kadar fazladır”
Prof. Dr. Alsakal, “Aşı hayat kurtarır, aşı güvenlidir ve her zaman hastalığın riski aşı ile alabileceğiniz risklerle karşılaştırılamayacak kadar fazladır. Hayat seçimlerden oluşuyor, hep doğru seçimleri yapmak önemlidir” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Haber Resimleri
,
,