Koç, zeytinin herhangi bir meyve olmadığını, on binlerce yıllık tarım tarihinde önemli yeri olan, mitolojik hikâyelerde barışın simgesi olarak tasvir edilen ve kendine has bir kültürü olan nadir meyvelerden biri olduğunu ifade etti. Zeytinyağının da bu meyvenin meyve suyu olduğunu ve insan sağlığı için son derece önemli olduğunu vurgulayan Koç, Kilis Valisi Recep Soytürk ve Rektör Prof. Dr. Mustafa Doğan Karacoşkun’un, Kilis zeytini üzerine yapılan çalışmaları teşvik edip desteklediklerini belirtti.
Koç, Kilis Yağlık zeytinyağının coğrafi işaretinin alınma çalışması sürecinde Kilis ilinde doğal olarak bulunan yabani “Delice” zeytini ile Kilis Yağlık zeytininin genetik olarak akrabalıklarını incelediklerini ve bu çalışmalar sonucunda Kilis Yağlık zeytin çeşidinin bu bölgedeki yabani zeytinlerden kültüre alındığını ifade etti.
Koç, Kilis Yağlık zeytininin kurak bir bölgede yetişmesi ve sulama imkanının olmaması nedeniyle elde edilen zeytinyağının, diğer yağlar ile kıyaslandığında polifenol içeriği bakımından daha konsantre; insanlardaki kolesterolü teşvik eden behenik asitin düşük, bunun yanı sıra sağlık açısından önemli tarçın asidinin trans formu olan sinnamik asittin ise yüksek olduğunu ifade etti.
Küresel İklim krizinin, dünyada olduğu gibi Türkiye’de de etkisini arttırdığı için tarımda sürdürülebilirliği sağlamak ve uluslararası alanda rekabeti devam ettirebilmek adına sürekli olarak yeni çeşitlerin geliştirilmesi gerektiğini aktaran Koç; bunun da yabani zeytin genetik havuzumuza sahip çıkılmasıyla mümkün kılınabileceğini belirtti. Koç, Yapılan çalışmalar sonucunda işaretlenen yabani zeytinleri koruyabilmek için Ziraat Fakültesi bünyesinde ilerleyen dönemlerde genetik kaynakların korunması amacıyla anaçlık koleksiyon bahçesinin kurulmasının planlandığını belirtti.

Haber Resimleri

,