Tarih: 09.09.2021 10:20
Yangından zarar gören arıcılar için ortak çözüm önerisi bildirgesi
150 bin ailenin geçimini arıcılıktan sağladığı Türkiye’de, yangından etkilenen bölgelerdeki zararı tespit etmek ve çözüm önerileri için bir araya gelen akademisyen ve sivil inisiyatifler yaptıkları çalışmanın sonuçlarını içeren ortak bildiri yayınladılar. Orman yangınlarından en çok etkilenen Muğla’da, Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB), Muğla Arı Yetiştiricileri Birliği (MAYBİR) ve Güvenilir Ürün Platformu (GÜP) tarafından ve bir Propolis markası desteğiyle başlatılan tespit ve çözüm önerileri toplantısına birçok akademisyen, kurum ve STK’dan destek geldi. 21 Ağustos’ta bir araya gelen paydaşlar yangının zararlarını minimuma indirecek çözüm önerilerini kapsayan ortak sonuç bildirisi yayınladılar. İlgili tüm kesimlere iletilen sonuç bildirisinde hem sahadan alınan bilgiler hem de yapılan toplantıda ortaya konulan görüşler yer aldı.
“Görüşler konuşuldu”
Arıcılara, bilim insanlarına, medyaya, bakanlık yetkililerine ve ilgili tüm kesimlere gönderilen sonuç bildirgesinde aşağıdaki görüşler dile getirildi. “Acil eylem planı hazırlamak suretiyle; Tarım ve Orman Bakanlığı başta olmak üzere, üniversiteler, ilgili kamu kuruluşları ve arı yetiştirici birlikleri ile beraber çalıştay yapılmalıdır. İl orman müdürlüklerince; Edirne, Çanakkale, İzmir, Aydın ve Antalya’da bulunan çam balı üretim alanlarının, arıcıların kullanımına müsaade edilmesini, talep etmekteyiz. Çünkü; çam balı, yılın son bal üretimidir ve arıcılarımızın büyük bir kısmı Anadolu’da bal üretimi yapamamıştır.
Bu yıla mahsus olmak üzere, profesyonel arıcılarımıza işletme yaşam desteği verilmesi ve verilecek desteğin de sonbahar dönemine girilmeden önce temini gerekmektedir.
Bal üretim alanlarının arttırılması konusunda, 2019 yılında s Dr. Bekir Pakdemirli’ye Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) tarafından sunulan rapor baz alınarak, kısa ve orta vadede yapılması planlanan çalışmalar öne alınmalıdır. Çam Koşnilinin zararlı böcek kategorisinden çıkartılması ve saha çalışmaları ile basra böceğinin adapte olabileceği bölgeler belirlenmelidir. Bu bölgelerde Pinus spp. ağaçlarına böceğin transplantasyonu da yapılmalıdır.
“Milli araziler kontrollü olarak kullanıma açılmalı”
Kontrollü bir şekilde bu yıl ve önümüzdeki yıllara has olarak milli emlak arazilerinin bal üretimine açılmasını ve Kuşadası Milli Parkı’nın bu yıla özel çam balı üretimi için kullandırılma kararı alındı. Arıcılığın kendini toparlama süreci göz önüne alınarak yasak ve kısıtlamalardan muaf üretim imkanları sağlanmalıdır.
Basralı orman alanlarının tespiti ve bu alanlarda ormancılık faaliyetlerinin belirlenen/belirlenecek esaslara göre işletilmesi hususu böceğin doğal olarak yayılış yaptığı Antalya, İzmir, Denizli, Balıkesir, Çanakkale ve İstanbul Orman Bölge Müdürlükleri içinde plan yenileme dönemlerinde yapılmalıdır. Ayrıca, Türkiye’nin basralı ormanlarının da envanteri çıkartılmalı ve bu alanlardan yararlanma düzeyi arttırılmalıdır.
'Arı kovanı destekleme tespitleri arttırılmalı'
Son 30-35 yıldır meydana gelen yangınlar, kesimler ve yapılaşmalar nedeniyle en az 30 bin hektarlık basralı sahalar kaybedilmiş ve çam balı üretim alanları daralmıştır. Mevcut kaybedilen bu alanların yerine telafi edici çalışmalar bugüne kadar yapılmamıştır. Bal verimi sağlaması da ancak Basra böceğinin ağaca yerleşmesi ve ağaçların da 35-40 yaşına gelmesi ile sağlanmaktadır. Çam balının bir ağaçtan gelen ekonomik getirisinin, ağaç kerestesinin ekonomik getirisine göre 100 kat fazla olduğu unutulmamalıdır. Arılı kovan destekleme tespitlerinin geç sonbahar yerine Ağustos ayında yapılmaya başlanmalı ve miktarı arttırılmalıdır.
“Arıcıların borçları ertelenmeli”
Üretim gerçekleşmeyen birçok bölge göz önüne alınınca arıcıların bu yıl ödemesi gelen Tarım Kredi Kooperatifleri ve Ziraat Bankası’na olan borçlarının ülke genelini kapsar şekilde en az 1 yıl faizsiz ertelenmeli veya af edilmelidir. Kovan desteğinin yüzde 100 arttırılarak ödenmeli ve çam balı üreticilerine 30 TL/kg üretim desteği verilmelidir. Yangından etkilenen bölgelerde, arıların temel besin kaynağı olan nektar kaynakları yok olmuştur. Arıların kış mevsimini geçirmelerini sağlamak için de arıcılara acilen arı yemi desteği sağlanmalıdır.
'Başka bölgelerden gelen tohumlar serpilmemeli'
Yanan bölgenin restorasyonu açısından 30 yaşından daha yaşlı kızılçam ormanları, doğal gençleşme oranları farklı olsa da büyük oranda gençleşecektir. Bu nedenle, boşaltma kesimleri sonrasında bu alanlarda herhangi bir ekim veya dikim çalışmasına gerek yoktur. Genel olarak bu sahalara tohum serpme yapıldığı bilinmektedir. Söz konusu sahalara ait lokal tohum kaynakları büyük ihtimalle bulunmamaktadır. Dolayısıyla diğer bölgelerden getirilecek tohumların bu bölgelere serpilmesi uzun dönemde genetik bir bozulmaya neden olacağından bu uygulamadan kaçınılmalıdır. Maki ve sert yapraklı ormanlar kısa bir süre içinde eski yapılarına ulaşacaklardır.
'Ağaçların korunması gerekiyor'
Yangın sahasının büyüklüğü nedeniyle bu alanlarda herhangi bir çalışmaya gerek bulunmamaktadır. Bu sahaların ağaçlandırmaya konu edilmesi de uygun olmayacaktır. Çünkü sürgünden yenilenen çalılar çok hızlı bir büyüme gösterecektir ve dikilecek fidanların bu bitkilerle mücadele etmesi pek mümkün görünmemektedir. Genç kızılçam ormanları asıl olarak ağaçlandırma çalışmalarına konu olması gereken sahalardır. Bu alanlarda uygun ağaçlandırma teknikleriyle çalışmaların yapılması gerekir. Ağaçlandırma da kullanılacak türlerin başında da kızılçam gelmektedir. Mevcut yangınlar bize yangına dirençli-dayanaklı orman kurma kapsamında tür değişime giden uygulamaların pek bir faydasının olmadığını kanıtlamış bulunmaktadır. Mega-yangın karşısında hangi türle ağaçlandırma yapılırsa yapılsın fark etmemektedir. Yangın geçiren sahalarda yanmayan veya kısmen zarar gören ağaçların kesilmemesi, bu ağaçların Basra böceğinin devamlılığı açısında korunması gerekmektedir.
Haber Resimleri
,
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
google-site-verification=fbYrMdn3Hyi0caRejTjzseDQOCgT9wF5nMcdT4_yxLI