AB, Türk fındığı ithalatında 2002 yılından itibaren uyguladığı zorunlu aflatoksin kontrollerine son verdiğini açıkladı. AB’nin resmi gazetesinde yapılan açıklamada, Türkiye menşeili fındık ve fındık mamullerinde, aflatoksin riskine yönelik AB gerekliliklerine sağlanan uyum seviyesinin yeterli olmasından dolayı yükseltilmiş kontrol seviyesine artık ihtiyaç duyulmadığı belirtildi.

“Mecburi kontroller bitti, rastgele kontrol devam edecek”
Alınan bu kararı değerlendiren Karadeniz Fındık ve Mamulleri İhracatçıları Birliği (KFMİB) Yönetim Kurulu Üyesi Cem Şenocak, kontrollerin zorunlu olarak değil rastgele devam edeceğini belirterek, Bu çok güzel ve olumlu bir haber ancak bir derece yanlış anlaşılabilen bir haber. Avrupa Birliği, gümrüklerdeki tırları durduruyordu, örneğin 100 kamyondan 20 tanesini durdurup mecburi kontrol yapıyordu. Şimdi bu mecburi kontrol kalktı, rastgele kontrol başladı. Bu aflatoksin kontrolü kalktı anlamına gelmiyor. Aflatoksin kanserojen bir maddedir, ilk başlarda da bunu 2002 yılında Türk fındığı rekolteleri fazla olduğu için ve Avrupa’da kendi fındıklarını daha kıymetli satmak için Türk fındığını bir şekilde alçaltmak için yaptıkları bir uygulamaydı” dedi.

“Bu, Türk fındığı adına üreticilerimizin başarıdır”
Bu kararın alınmasında üreticilerin emeği olduğuna değinen Şenocak, “Şimdi bu mecburi kontroller, rastgele kontrol şeklinde dönüştü, bu bir başarıdır. Tabii, bunda üreticimizin bilinçli olması, İhracatçılar Birliği’nin bu konuda verdiği eğitim ve destekler çok faydalı olmuştur. Ancak bu işi yine ciddiyetle devam ettirmemiz gerekiyor. Naylon çuvalların kullanılmaması, fındığın kurutulurken iyi depolanması, brandaların altında havasız bırakılmaması gerekiyor. Ciddiyetle bu konuda aynı şekilde devam etmek gerekiyor” ifadelerine yer verdi.

“Alan bazlı desteğin küçük üreticiye verilmesi kaliteyi arttırır, aflatoksinin önlenmesinde etkili olur”
KFMİB Yönetim Kurulu Üyesi Cem Şenocak, konuşmasını şöyle tamamladı:
“10-20 ton fındık üreten bir aile bir aile, fındığı çok daha önemser, bilinçli yapar çünkü geliri ona göre fazladır. Burada bizim bölgede insanlarımız zaten ortalama bir ton üretim yapıyor, anlatmaya çalıştığımız, o bir ton yapan üretici de yüklü miktarda fındık ürete n üretici gibi önemsemesi gerekiyor. Bunun için alan bazlı desteklemelerimiz çok önemlidir, alan bazlı desteklemenin özellikle meyilli arazi adı altında Ordu ve Giresun’a verilmesi çok önemli bir konudur ve bu konuyu destekleyici bir konudur. İyi tarım uygulamaları önemlidir, alan bazlı desteklemenin özellikle küçük üreticiye daha fazla verilmesi ve iyi tarım uygulaması yapanlara verilmesi de kaliteyi artırma ve aflatoksin önleme yönünden önemli bir unsurdur.”

Haber Resimleri

,,,,,