Tarih: 27.12.2021 15:31

HAK-İŞ ve TYB’nin düzenlediği 5. Ahlak Şurası’nın sonuç bildirisi açıklandı

Facebook Twitter Linked-in

HAK-İŞ ve TYB tarafından Mehmet Akif Ersoy’a ithafen ‘İş Ahlakı, Çalışma Hayatı ve Safahat’ temasıyla gerçekleştirilen 5. Ahlak Şurası’nın sonuç bildirisi, Tacettin Dergahı’nda düzenlenen programla açıklandı. Programa, HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan, TYB Genel Başkanı ve Ankara Sosyal Bilimler Üniversitesi Rektörü Musa Kazım Arıcan ve davetliler katıldı.
HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan ve TYB Genel Başkanı Arıcan’ın açılış konuşmalarını gerçekleştirmesinin ardından okunan bildirgede, “Yoksul ülkelerin aşıya erişim zorluğu, aşının sağladığı bağışıklıktan yoksun kalınması, sağlık sektöründeki adaletsizlikler ve ülkeler arasında mevcut ekonomik eşitsizlikler dünyayı büyük bir ahlaki başarısızlığın eşiğine getirmiştir” denildi.

“Tüm toplumlar için ortak bir ahlak dili oluşturmanın imkanları aranmaktadır”
İslam dininin çalışmadan kazanmayı hedefleyen her türlü girişimi yasakladığını vurgulayan bildiride, “Bir tarafta erdeme, sabra, hemhal olmaya, sosyal dayanışmaya ve rahmete vurgu yapan İslam kültürü, diğer tarafta ise bireyin haz ve isteklerini merkeze alan, ’anı yaşama’ sloganlı filmler, reklamlar ve daha birçok kültür endüstrisi ürünüyle inşa olunan tüketim kültürü, insanların karşısında seçenek olarak bulunmaktadır. Bu iki farklı ahlak tasavvuruna maruz kalan bireyin tutarlı bir sentez oluşturması kolay olmamaktadır. Birçok kişi, farkında olmadan aynı anda içselleştirdiği bu iki farklı ahlak tasavvuru sonucu, tutarsız ahlaki davranışlar sergileyebilmektedir” cümlelerine yer verildi.
Bildiride daha sonra şunlar ifade edildi:
“Tüm toplumlar için ortak bir ahlak dili oluşturmanın imkanları aranmalıdır. Dinimiz, çalışmadan kazanmayı hedefleyen her türlü girişimi yasaklar. Ayrıca toplumun ahlaki değerlerini hiçe sayarak güven ve huzuru bozan rüşvet, tefecilik, stokçuluk, karaborsacılık ve alışverişte hile, kimi ürünlerde yaşanan fahiş fiyat artışları gibi haksız kazanç yollarına izin vermez.”

“Çalışma hayatı, aile huzurunu koruyan bir yaklaşımla tanzim edilmelidir”
Çalışma hayatının aile değerini yücelten ve iş yaşam dengesini sağlayan bir yaklaşımla tanzim edilmesi gerektiği, helal lokma hassasiyetinin en az helal gıda hassasiyeti kadar yüksek olması vurgulandığı bildiride son olarak şunlar ifade edildi:
“Çalışma hayatı, aile huzurunu koruyan, aile değerini yücelten ve iş yaşam dengesini sağlayan bir yaklaşımla tanzim edilmelidir. Helal lokma hassasiyeti, en az helal gıda hassasiyeti kadar yüksek olmalıdır. İnsan emeği kutsaldır. İnsan, kendisini emeği vasıtasıyla yeryüzünde gerçekleştirir. Biricik olan insanın kendisini gerçekleştirme imkanı olan emek sömürülemez. Üretim mekanizmasının en büyük paydaşlarından biri olan emekçilerin haklarının insan şerefine uygun biçimde belirlenmesi yönünde farkındalık geliştirilmeli ve bu ölçü, siyasetin öncelikli meselelerinden birisi olmalıdır. Güçlü olanın zayıf olanı ezdiği bir düzen ahlaki olamaz. Böyle bir düzende baskı ve zulüm vardır. Devletin yasaları baskı ve zulme hiçbir alanda imkan tanımamalı, ahlaki olanın yasal zeminde muhafaza edilmesi mümkün kılınabilmelidir. Bu anlamda yasal olanın aynı zamanda meşru ve ahlaki olana tekabül etmesi gerektiği unutulmamalıdır.”
Bildiri sonrasında Kur’an-ı Kerim okunarak 5. Ahlak Şurası sona erdirildi.

Haber Resimleri


,,,


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
google-site-verification=fbYrMdn3Hyi0caRejTjzseDQOCgT9wF5nMcdT4_yxLI