Vakıf kurmak için mahkemeye çıkacak Güngör Üçüncüoğlu, vakfı kurduktan sonra kalenin devrini isteyeceklerini, reddedilmesi halinde Askeriye ve Karayolları’nın elindeki 2 bin 285 metrekarelik alan için dava açacaklarını söyledi. Kendisine kaleyi alamayacağını söyleyenlere cevap veren Üçüncüoğlu, “Yok öyle bir şey alacağız” dedi.
13’üncü yüzyılda Cenevizliler döneminde inşa edilen tarihi kalenin de içinde yer aldığı arazinin Üçüncüzade Ömer Paşa’ya ait olduğunu iddia eden torunlarının kalenin mülkiyetini almak için girişimleri sürüyor.
Uzun bir hukuki sürecin ardından Üçüncüzade Ömer Paşa’nın varisi olduklarını ve Güzelhisar Kalesi’nin mülkiyetinin kendilerine ait olduğunu mahkeme kararıyla tescilleyen Üçüncüoğlu sülalesi, kuracakları vakfın ardından devletten kalenin mülkiyet haklarının devrini isteyecek.
Vakıf kurmak için gerekli başvuruları yaptıklarını ve bütün evrakların eksiksiz olduğunu söyleyen yazar Adnan Güngör Üçüncüoğlu, 10 aydır hakim karşısına çıkmayı beklediğini, önümüzdeki ay içerisinde vakfı kurmak için son adımın da tamamlanacağını ve kalenin mülkiyetinin alınacağını belirtti.
Türkiye’de tarihi birçok yapının mülkiyet haklarının varisleri tarafından alındığını söyleyen Üçüncüoğlu, bazı vatandaşların kendisine tarihi bu araziyi alamayacağını söylediğini dile getirerek, “Bazıları Güngör Üçüncü veya Üçüncüoğulları burayı alamaz diyor, yok öyle bir şey alacağız” dedi.
“1960 darbesinde Kenan Evren, Üçüncüoğlu ailesinin olan yeri alarak ailemizi kapı dışarı etti”
Trabzon’daki Güzelhisar Kalesi’nin de içerisinde bulunduğu arazinin hem Osmanlı hem de Cumhuriyet dönemi tapularının kendilerinde olduğunu belirten Üçüncüoğlu, Güzelhisar Kalesi’nin kullanım hakkının 1960 yılına kadar kendi ailelerinde olduğunu fakat 1960 darbesinden sonra askeriyenin el koyduğunu söyleyerek, “Vakfımız 1938 yılına kadar geldi. 1938 yılında askeriye burayı bize verin dedi çünkü o zaman 2’inci Dünya Savaşı’nın ayak sesleri vardı. Burası bize askeri bakımdan gerekli dedi ve Trabzon Valiliği ile birlikte oturdular. Senelik 35 reşat altınla burayı kiraladı askeriye. Askeriye bir müddet burada durdu daha sonra Üçüncüoğlu ailesi askeriyenin buradan çıkarılmasını istedi, mahkemeye verdiler ve mahkemelik oldular. Bu mahkeme 2 sene sürdü ve bu süreçten sonra 1960 yılına kadar zaten bu Güzelsaray denilen yer Üçüncüoğlu ailesinindi. 60 yılında yapılan ihtilalle o zamanın 11’inci Kolordu Komutanı Kenan Evren darbe yapıldığı zaman 50 tane jandarmayı alıp gidip bu sarayda Üçüncüoğlu ailesinin olan yeri alarak ailemizi kapı dışarı etti. Bir kararname ile beraber bu yer hazineye devrediliyor, aynı gün bir kararname ile vakfa alıyor, bir kararname ile daha vakıftan askeriyeye mal ediyor haksız ve hukuksuz bir şekilde. Tapu yok, hiçbir şey yok sormadan yapılıyor bu. Karayolları buranın altından tünel geçiriyor, burayı istimlak etmiyor, sahiplerini aramıyor, tapu kayıtlarına göre buranın maliki kimdir bakmıyor hemen alıyor. Bir kısmının kullanım hakkını da o alıyor. Askeriyenin tapusu yok, Karayollarının tapusu yok, Vakıflar Bölge Müdürlüğünün tapusu yok ama iştigal onlarda. Hem Osmanlı tapusu hem de Cumhuriyet tapusu 1913 yılında alınmış tapu bize ait. Kullanma hakkı bizim, kadim hakkı bizim, Trabzon Valiliği ile 1938 yılında yapılan anlaşma da bizim elimizde. Bizim elimizde bütün bilgi ve belgeler var. Bugün Türkiye genelinde Hatay Ermeni Kilisesinin tapusunu Ermeniler aldı, Heybeliada Rum Okulu’nun tapusunu aldılar ben Trabzonluyum, benim geçmişim Trabzon. 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet ile geldi benim ailem buraya. Benim ailem Trabzon’da 300-400 sene kaldı. Ondan sonra biz Torul bölgesine Fatih Sultan Mehmet’in 21 tımarlık olarak bize vermesiyle beraber geldik. Yoksa biz kaleyi gasp etmiyoruz, kale yine Trabzon’un ama kullanım hakkımızı alacağız. Biz kullanım hakkı için uğraşıyoruz ve askeriyenin elinden alacağız” diye konuştu.
“Biz Askeriye ve Karayolları’nın elindeki 2285 metrekareye dava açıyoruz”
Vakıf kurulduktan sonra kalenin mülkiyet haklarının kullanımı için Karayolları ve Askeriye’ye dava açacaklarını söyleyen yazar Güngör Üçüncüoğlu, kalenin mülkiyet hakkını elde ettikten sonra burayı Trabzon halkına açacaklarını ifade ederek, “Vakıf kurmak için gerekli başvuruları yaptık. Bütün belgelerimiz hazır ben 10 aydır hakim karşısına çıkamadım. Tarafsız bir dava 10 aydır görülemedi. Önümüzdeki ay bu davaya gireceğiz. Diyorlar ki bu tapunun metrekaresi çok. 14 bin dönüm, fakat nereleri olduğunun ismini vermiyorum şimdi oraları da alacak derler. 14 bin dönüm Trabzon’un yarısı, biz bunu istemiyoruz. Biz Askeriye ve Karayolları’nın elindeki 2 bin 285 metrekareye dava açıyoruz. Vatandaşlar yine orada olacak onlarla komşu olacağız, onlarla beraber oturup kalkacağız. Biz oranın kullanım hakkını alacağız. Biz orayı elde ettikten sonra halka açacağız park olarak, piknik alanı olarak. Savaş halinde miyiz, askeriye bölgesiymiş ne askeriye bölgesi. Yanında yöresinde bin tane ev var orası askeri bölgeymiş yok efendim öyle bir şey. Allah göstermesin eğer savaş olursa biz orayı askeriyeye bedava veririz, yeter ki böyle bir şey olmasın olursa da canımızla, başımızla, malımızla biz devletimizin yanındayız. Biz orayı Trabzon halkına açacağız” dedi.
“Vasiyetnamenin yerine getirilmesi için biz gayret ediyoruz, onu da bırakın yapalım burası dedemizin yeri”
Üçüncüzade Ömer Paşa tarafından hazırlanan vasiyetnameyi yerine getirmek için çaba sarf ettiklerini dile getiren Üçüncüoğlu, şunları söyledi:
“En büyük gayelerimizden biri, bizim senetimizde ’vakıf eğitim işiyle uğraşacak’ diyor. Trabzon ve Torul’a birer tane üniversite açacağız. Aile birliğini sağlamlaştırmak için birbirimize yardım edeceğiz. 1700’lü yıllarda kurulan vakfımızın ideallerini aynı şekilde devam ettireceğiz. Benim ne kadar hakkım varsa Türkiye’deki diğer Üçüncülerin de o kadar hakkı var. Şu anda biz 100 kişi ile birlikte müracaat ettik mahkemeye, vakıf mütevelli heyeti kurmak için ama geride 5-6 bin kişi var onlar da aynı hakka sahip. Ben hayatımın 55 yılını bizzat bu işe verdim. Biz bunun sadece manevi derdindeyiz, maddi derdinde değiliz. Elimizde Üçüncüzade Ömer Paşa’nın 6 sayfa vasiyetnamesi var. ’Evladımın evladına, evladının evladına verilmesini istiyorum’ diyor. Osmanlı da bunu aynen kaydetmiş 1’inci Mahmut zamanında. Vasiyetnamenin yerine getirilmesi için biz gayret ediyoruz, onu da bırakın yapalım burası dedemizin yeri. Ünye’de bir paşanın sarayını varisleri aldı orada duruyor. Onlara bir şey yok ama Güngör Üçüncü veya Üçüncüoğulları alamaz, yok öyle bir şey alacağız.”
Haber Resimleri
,
,
,
,
,
,
,
,