Tarih: 14.12.2021 08:35

Sürdürülebilir kalkınma için iyi uygulama örnekleri

Facebook Twitter Linked-in

Döngüsel ekonomi konusunda üyelerinin farkındalık ve bilgi düzeyini artırmayı, iş yerlerinde uygulamalarını teşvik etmeyi amaçlayarak, bu konudaki çalışmalarına hız veren ve SKD Türkiye ile geçtiğimiz günlerde iş birliği protokolü imzalayan EGİAD, kurumla ilk toplantısını “Döngüsel Ekonomi, Fırsatlar ve İyi Uygulama Örnekleri” başlığıyla gerçekleştirdi. EGİAD Yönetim Kurulu Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer’in ev sahipliği yaptığı toplantıya, SKD Genel Sekreteri Konca Çalkıvik, SKD Türkiye Danışmanı Ferda Ulutaş İşevi ve SKD Türkiye Kıdemli Uzmanı Melis Cengizhan katılım sağladı.

“Döngüsel ekonomi çözümlerin başında gelmekte”
Toplantının açılış konuşmasını yapan EGİAD Başkanı Alp Avni Yelkenbiçer, geri dönüşüm için önemli çabalar gösterildiğine dikkat çekti ancak bu durumun geleceğimiz için ve artan üretime karşı yeterli olmadığına da vurgu yaparak, “Sanayi Devrimi’nden beri doğal kaynakları alıyoruz, üretim yapıyoruz ve atığa dönüştürüyoruz. Bu süreçte daha çok kaynağı daha verimli kullanmayı öğrendik. Üreticiler kaynakları müşterilerden ön plana koyarak planlar yapmaya başlamalı ve bu şekilde iş modellerini geliştirmeliler. Bu durum iki zorluk getiriyor: Döngü boyunca değeri en yükseğe çıkarmak ve kaynakları piyasaya tekrar sunulabilmek. Sınırlı kaynaklar giderek azalmakta, hammaddelere erişim zorlaşmakta, rekabet artmakta ve iklim değişikliğinin kaçınılmaz sonuçları dikkat çekici bir şekilde görülmektedir. Giderek artan çevre kirliliği ve iklim krizi nedeniyle ülkeler çeşitli çözümler aramaya başladılar. Üretim sisteminde oluşan her atığın tekrar değerlendirildiği, bu sayede hammadde maliyetinin minimize edildiği, kaynak verimliliğinin ise en üst düzeyde tutulduğu, sürdürülebilir bir üretim modeli olan döngüsel ekonomi bu çözümlerin başında gelmektedir” dedi.

“Döngüsel ekonomiye katkı anlamında yapılacak birçok faaliyet bulunmakta”
EGİAD olarak bu dönem ‘Sürdürülebilirlik, Döngüsel Ekonomi ve İklim Değişikliği’ başlıklarını önemsediklerini dile getiren Yelkenbiçer, “Aslında iç içe olan birbirinin hem nedeni hem de sonucu olan bu kavramlar son dönemde iyice dikkat çekmekte. Geçtiğimiz hafta bu doğrultuda dile getirdiğimiz ’Yeşil Kuğu’ kavramı da oldukça önemli. Yeşil Kuğu bize iklimle ilgili yıkıcı gerçekleri hatırlatan bir kavram. Yeşil Kuğu kavramı ile ifade edilen, iklimle ilgili düşük olasılıklı ancak yüksek yıkıcılıktaki riskleri belirten küresel senaryo, artık hepimizin ajandasında yer alıyor. Döngüsel Ekonomi bakış açısıyla alınacak aksiyonlar da Yeşil Kuğu senaryosundan kaçınmak için oldukça önemli. Ülkeler döngüsel ekonomi ile ilgili politikalar geliştirmekte. Bizim de ülke olarak bu konuda çok çalışmamız gerektiği ortada. Paris İklim Anlaşması’nı nihayet meclisimizde onaylamamız, akabinde de Glasgow’da düzenlenen COP 26 zirvesinde 2053 yılı için karbon nötr hedefini beyan etmiş olmamız bu anlamda iyi bir başlangıçtır. Döngüsel ekonomiye katkı anlamında büyük sanayi kuruluşlarından start up’lara kadar olan yelpazede hatta günlük hayatımızda alabileceğimiz kişisel önlemlere kadar yapılacak birçok faaliyet bulunmakta. Potansiyel önlemler, uygulanacak etkin ve sürdürülebilir politikalarla şirketlerimizin çevre dostu faaliyetler gerçekleştiren yapılara yakınsaması sağlanabilir” diye konuştu.

“Döngüsel ekonomi tek çıkış noktası olarak karşımıza çıkmakta”
SKD Genel Sekreteri Konca Çalkıvik ise iklim krizi ve sosyal krizlerin gittikçe derinleştiğine dikkat çekerek, gelecekte var olmak isteyen şirketlerin karar mekanizmalarına sürdürülebilirliği ve insan odağını koymaları gerektiğini, 2053’e kadar nötr karbona geçiş olmadığı takdirde dünya varlığının tehlikeye gireceğini kaydetti. Çalkıvik, “Bir yılda tüketilmesi gereken kaynaktan çok daha fazlasını tüketiyoruz. Döngüsel ekonomi tek çıkış noktası olarak karşımıza çıkmakta. Ağustos ayında olan dünya limit aşımı günü 29 Temmuz’a kadar gerilemiş bulunuyor. Bunu son 50 yıldır sürekli yapıyoruz. AB Döngüsel Ekonomi konusunda sistem geliştirdi. Türkiye de ihracatının yüzde 42’sini Avrupa’ya yapan bir ülke olarak bu sisteme dahil olmak zorundadır” ifadelerini kullandı.

“Mevcut kaynakların kullanılabilirliği giderek azalmakta”
SKD Türkiye Danışmanı Ferda Ulutaş İşevi de, dünya genelindeki toplam atık üretiminin 2050 yılına kadar yüzde 70 oranında artmasının beklendiğini belirterek, “2017’de küresel ekonomi içindeki malzeme miktarı yüzde 9,1’i döngüseldi. 2019’da ise bu oran yüzde 8,6 oldu. Her yıl, 300 milyon ton plastik, 50 milyon ton e-atık, üretilen gıdanın 1/3’ü çöpe gidiyor. Kaynaklar tükenmekte, mevcut kaynakların kullanılabilirliği giderek azalmakta. Geri dönüşüm oranları ve döngüsellik düşüktür. Kaynakların verimsiz kullanımı sera gazı emisyonlarını arttırmaktadır. Girdi maliyetleri sürekli artış göstermektedir. Kaynakların eldesinde ve kullanılmasında verimlilik artışı zorunludur. Döngüsel ekonomiye ve döngüsel iş modellerine geçiş zorunludur” diye belirtti.
SKD Türkiye Kıdemli Uzmanı Melis Cengizhan da Türkiye Döngüsel Ekonomi Platformunun süreçlerini aktardı. Etkinlikte, ROTEKS, Bilecik Demir Çelik, Ergin Makine firmalarından iyi uygulama paylaşımları gerçekleştirildi.

Haber Resimleri


,,,


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
google-site-verification=fbYrMdn3Hyi0caRejTjzseDQOCgT9wF5nMcdT4_yxLI