Bayburt Tarih-Kültür ve Edebiyat Derneği’nde(BAYDER) 19. Asır Türk edebiyatının önemli isimlerinden Bayburtlu Celâlî anlatıldı. Bayburt Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Murat Okutmuş, Bayburtlu Celâlî’nin hayatı ve şiir dünyasından bahsettiği konuşmasında, 1850-1915 yılları arasında yaşamış olan Celâlî’nin 1. Dünya Savaşı yıllarında hayatını kaybettiğini ve var olan Celâlî divanının ise, muhacir kafileleri eşliğinde Bayburt’u terk ettiğini söyledi. Bugün halen bilinen Celâlî şiirlerinin Mahmut Kemal Yanbeğ, Salim Haşlak ve Osman Okutmuş’un saygıyı hak eden çabaları sonrasında günümüze ulaştığını aktaran Okutmuş, 'Celâlî’yi tanıyıp onun şiirlerini ezbere bilen kişilerden ve cönklerden toparlanan bu şiirler büyük şairin bugün yaşıyor olmasının bir vesilesidir' dedi.
Celâlî’nin yaşadığı dönemde ününün bölge sınırlarını aştığını, o dönemde Rus işgali altında bulunan Kars’ta ki cönklerde dahi şiirlerine rastlanıldığını belirten Okutmuş, Celâlî’nin dönemin imkânsızlıkları içinde Türk’ün yaşadığı coğrafyalara girebildiğine değindi. Asıl adı Ahmet olan şairin yaşadığı dönemde toplumda gördüğü haksızlıkları dile getirdiğini, ’Celâlî’ mahlasını taşımasının da bu durumun en önemli kanıtı olduğunu ifade eden Murat Okutmuş, büyük şairin dönemin hakim güçlerince görülmediğini söyledi.
'Muhalif bir bakışı olmayanlar hiçbir şey üretemez'
Şairlik, şiir yazmak, söz söylemek gibi meziyetlerin mutlaka muhalif bir duruş gerektirdiğini, muhalif olmayanların hiçbir şey üretemeyeceğini, ürettiklerini sandıkları metinlerin saman alevi gibi yok olacağını ifade eden Okutmuş, 'Bu muhaliflik, günübirlik çıkar ilişkilerinden doğan muhaliflik değil. Toplumdaki tüm haksızlıklara itiraz edebilmek üzere oluşmuş bir bakış açısından, bir dünya görüşünden bahsediyorum. Celâlî Baba’nın şiir dünyasına bakıldığında bunu bariz görebiliyoruz' diye konuştu
'Dalkavukların dünyasında değişen bir şey yok!'
Celâlî şiirlerinden örnekler veren Okutmuş, şairin 'Karadeniz olsa aşıkın aşkı/Yüksektir yaylamız coşamaz burda/Bir yiğit ne kadar kahraman olsa/Karlı dağlar vardır aşamaz burda' dörtlüğünü okuyarak, Celâlî’nin yaşadığı dönemde nelere maruz kaldığının açık göstergesi olan mısraların, günümüzün de bir aynası olarak geçerliliğini koruduğunu belirtti.
Günümüzün o günlerden farklı olmadığını vurgulayan Okutmuş, 'Toplumsal eğitim tamamlanmış olsaydı, dünya o günlerden çok farklı olsaydı, bugün hiciv yazılmazdı. Vaaza torpilden girmeli miyiz’ veya ’Yoksulsak kalemi kırmalı mıyız' gibi mısralar her geçen gün daha da çoğalıyor. Bu açıkçası dalkavukların değer gördüğü dünyada değişen bir şeyin olmadığının kanıtıdır' ifadelerini kullandı.
'Entelektüellerini görmeyenler çürümeye mahkûmdur!'
Hâkim güçlerin entelektüellerini görmemek gibi işlerine gelen bir hastalıklarının hep var olduğunu, dönemin entelektüelleri arasında değerlendirdiği Celâlî’nin de bu muameleye maruz kaldığını ve ömrünü yokluklar içerisinde sonlandırdığını ifade eden Okutmuş, 'Celâli yaşadığı toplumun üst vicdanı idi, görülmedi. Entelektüeller bugün de yok sayılıyor. Celâli gibi ömrünü yoldaki çöpleri temizlemeye adamış insanları görmeyenler, yok edenler geri gitmeye, her alanda çürümeye mahkûmdur' şeklinde konuştu.
Celâlî’nin dünya var olduğu sürece okunacağını, onu hor görenlerin ise günümüzde esamelerinin okunmadığını aktaran Okutmuş, Bayburt gençliğinin de Celâlî’yi iyi tahlil edip, hayatlarına şekil verirken, Celâlî bakışından mahrum kalmamaları gerektiğini sözlerine ekledi.
BAYDER Başkanı Fatih Dündar: 'Vasiyet yerine getirildi'
Murat Okutmuş’a sunumundan dolayı teşekkür eden Bayburt Tarih-Kültür ve Edebiyat Derneği Başkanı Fatih Dündar, Osman Okutmuş’un son dönemde yayınlanan ’Bayburtlu Celâlî/Celâlî Baba’nın Bayburt’taki Mahalli Anlatımı’ adlı eserinin Celâlî’yi en iyi anlatan eserlerden biri olduğunun altını çizdi. Bu kitabın hazırlanmasının bir vasiyetin yerine getirilmesi gibi kutsal bir tarafı da olduğunu ifade eden Dündar, 'Araştırmacı Gazeteci Veysel Gider, sağlığında Osman Okutmuş’a, ’Yazdıkların ne zaman kitap haline gelecek’ diye sormuş. Osman Okutmuş ise ona cevaben, ’O iş torunlarımın işi’ diye cevap vermiş.’ Bu kitap ilk yayınlandığında Veysel Gider’le 2015 yılında yaptığım bu sohbeti hatırladım' diye konuştu.
BAYDER Kültür Sohbetleri, sunumun ardından şiirlerin okunması, aşıklık geleneğinden örneklerin verilmesi, türkülerin söylenmesi, ortaoyunu örneklerinin sunulması ve koro türküler ile son buldu.
Haber Resimleri
,
,
,