Birçok hastalığın önlenmesinde etkili
D vitamininin en önemli fonksiyonunun vücutta sağlıklı kemik oluşturmak ve kemik sağlığını korumak olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Selda Gürol, uyarılarda bulundu.
Kemiğin yapı taşı olan kalsiyumun ancak D vitamini yardımıyla vücut tarafından emilerek kana karıştığına dikkat çeken Uzm. Dr. Selda Gürol, şöyle devam etti:
“Son yıllarda yapılan araştırmalar göstermiştir ki, D vitamini sadece kemik sağlığının korunmasında görevli değildir. İnsan vücudunda neredeyse bütün hücrelerde D vitamini reseptörleri bulunmaktadır. D vitamini, bu reseptörlere bağlanarak hücrelerde önemli görevler üstlenmektedir. Bu durum D vitamininin sanıldığının aksine sadece bir vitamin olmaktan ziyade, vücutta birçok fonksiyonu üstlenen ve birçok önemli hastalığın önlenmesinde görev alan bir hormon vazifesi gördüğünü göstermektedir.”
Kanser hücrelerinde çoğalmayı durduruyor
Vitamin D eksikliğiyle ilişkili bazı kronik hastalıklar görülebildiğinin altını çizen Uzm. Dr. Selda Gürol, “Bağışıklık sisteminde, tansiyonun düzenlenmesinde, damar sertliği gelişiminin önlenmesinde, diyabet gelişiminin önlenmesinde rol aldığı klinik çalışmalar ile ortaya konulmuştur. Aynı zamanda kanser hücrelerinde çoğalmayı durdurduğu bilinmekte ve eksikliğinin bazı kanser türleri ile de ilişkili olduğu gözlemlenmektedir. D vitamini eksikliğinin görüldüğü bölgelerde kolon, meme, prostat, over ve özefagus kanseri yüksek oranda görülmektedir. Bu durum D vitamini eksikliği ile kanserin ilişkili olabileceğini düşündürmektedir.” Birçok kronik hastalık ve kanser gelişiminin önlenmesinde D vitamininin etkileri araştırılmaya devam edilmektedir” ifadelerini kullandı.
Temel Kaynağı güneş
“D vitamininin temel kaynağı güneştir” diyen İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Selda Gürol, şöyle devam etti: “İnsan vücudunda bulunan D vitamininin yüzde 90-95’i güneş ışınlarının etkisi ile deride sentez edilir. Güneşten faydalanılması halinde ilave D vitamini almaya gerek olmadığı düşünülse de, burada asıl sorun güneşten yeterince faydalanabilme imkanı bulunamamasıdır. Bir diğer önemli faktör de güneş ışınlarının geliş açısıdır. Dünyada güneş ışınlarının yeterli olduğu bölgeler 37. kuzey paraleli ile 37. güney paraleli arasında kalan ekvator bölgesidir. Türkiye 36. ve 42. paralel arasında yer almaktadır. Ülkemizin dünya üzerindeki pozisyonu dolayısıyla Kasım ve Şubat ayları ülkemize gelen güneş ışınlarından D vitamini alabilme imkanımızın en düşük olduğu dönemdir” dedi.
Koyu tenlilerde daha sık görülüyor
Güneşte kalma süresi ihtiyacının cildin özelliklerine göre değiştiğini söyleyen Uzm. Dr. Selda Gürol, “Kişinin ten rengi önemli bir faktördür. Koyu tenli olanlarda deride bulunan melanin pigmenti nedeni ile UV ışınlarının etkisi azalmaktadır. Ülkemiz için Mayıs ile Kasım ayları arası güneş ışınlarından en fazla faydalanabilen zaman aralığıdır. Kol ve bacakların haftada 2-3 kez saat 10.00 ile 15.00 arası olmak üzere beyaz tenlilerin 15 dakika, koyu tenlilerin bunun 2- 3 katı kadar yani 30-45 dakika kadar ciltte pembelik oluşacak kadar güneşte kalması gerekmektedir. Kişinin yaşı da güneş ışınlarının emiliminde önemlidir. Yaşlılar güneş ışını alsalar bile deriden emilimin gençlere göre dörtte bir oranında azaldığı görülmüştür. Güneş koruyucu kremlerin 30 faktör ve üstünde olanları D vitamini emilimini yüzde 95 oranında azaltmaktadır” diye konuştu.
Somon, uskumru, sardalya D vitamini yönünden zengindir
Özellikle içine katılmadıkça besinlerle alınan D vitamini miktarının önemsenecek seviyede olmadığını ve D vitamininin beslenme yoluyla alımının sınırlı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Gürol, “D vitamini içeren yiyeceklerin tüketimi çok yeterli olmamakla birlikte faydalıdır. Beslenme yoluyla D vitamini en fazla somon, uskumru, sardalya gibi yağlı balıklar ve yumurta sarısından alınabilir” şeklinde konuştu.
Bu belirtilere dikkat!
D vitamini eksikliğinin erişkinlerde ‘osteomalazi’ adı verilen kemik yumuşaması olarak da ifade edilen klinik bir tabloya yol açtığını söyleyen Uzm. Dr. Selda Gürol, şunları söyledi:
“Osteomalazi”de en belirgin yakınma, kalça, omurga ve kaburgaları içeren yaygın ağrıdır. Ağrı genelde belden başlayıp kalça, uyluk, sırt ve kaburgalara yayılır. Kemiğin dış tabakası inceldiği için vücudun belli noktalarında bacakta, göğüs kemiğinde, kalçada ve kaburgalarda dokunmakla hassasiyet ve ağrı ortaya çıkar. Diğer bir bulgu, yürüme güçlüğüne yol açan kas güçsüzlüğüdür. Özellikle denge ve yürüyüş için gerekli kasları etkilemektedir. Yaşlılarda D vitamini düzeyi ile düşmeler arasında ilişki saptanmıştır. Kas gücü ve dengenin D vitamini takviyesi ile artırılabileceği gözlemlenmiştir. Osteomalazi hastaları kollarını kullanmadan sandalyeden kalkmakta, merdiven inip çıkmakta ve yürümede zorluk çekerler. Hastalığın ilerlediği dönemlerde ilk belirti olarak kırıklar karşımıza çıkabilir. D vitaminin düzeyinin 20 değerinin altında olduğu durumlarda kırık riskinde artış olduğu gözlenmiştir.”
D vitamini eksikliği tedavisinde amacın vücuttaki D vitamini seviyesini yeterli seviyeye ulaştırmak olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Selda Gürol, “D vitamini eksikliği tedavisinde kullanılan içerikleri, miktarları farklı tablet, damla ve ampul formları mevcuttur. Kişinin yaşı, kilosu, kullandığı ilaçlar, eşlik eden hastalıklar gibi faktörler bu ilaçların dozlarını etkilemektedir. Bu yüzden hekim kontrolü altında ilacın etkin dozda başlanması önerilmektedir. Siz de kendinizde D vitamini eksikliğine dair belirtilerden gözlemliyor veya şüpheleniyorsanız, erken tanı ve tedavi için bir sağlık kuruluşuna başvurmalısınız” uyarısında bulundu.
Haber Resimleri
,