HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) hazırladığı C190 sayılı “Çalışma Yaşamında Şiddet ve Tacizin Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme”nin toplu iş sözleşmelerine uyarlanması konusunda HAK-İŞ’in yaptığı çalışmayı konfederasyonun genel merkezinde düzenlenen “C190’ın Toplu Sözleşmelerine Uyarlanması Toplantısı”nda açıkladı.

“C190 sayılı sözleşme dünya çalışma hayatı için büyük bir değişimin, yenileşmenin, büyük bir başarının ifadesiydi”
C190 sayılı sözleşmenin çalışma hayatı için büyük bir değişimin ifadesi olduğuna değinen Arslan, “Hem iş veren tarafının hem işçi tarafının hem de hükümet kanadının oy birliği ile çıkarttığı ve 2021 yılı haziran ayında yürürlüğe giren C190 sayılı sözleşme dünya çalışma hayatı için büyük bir değişimin, yenileşmenin, büyük bir başarının ifadesiydi. O günden bugüne konfederasyonumuz HAK-İŞ, Uluslararası Çalışma Örgütü’nün C190 sayılı sözleşmesinin bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de onaylanmasını ısrarla talep etmiştir. Çünkü bu sözleşme ilk kez iş yerlerinde yaşanan şiddetin ve tacizin tanımını yapmakta, onunla mücadele konusunda taraflara, işçilere, sendikalara, iş verenlere, kamuya bir dizi görevler. Bu görevleri yerine getirebilmek için de öncelikli olarak bu sözleşmenin ülkeler tarafından imzalanması gerekli. Türkiye henüz bu C190 sayılı sözleşmeyi imzalamadı” diye konuştu. Arslan, HAK-İŞ’in bu konuyu gerekli devlet büyüklerine uzun uzun anlattığını da ekledi.

“2002’den bu yana şiddetle mücadele, kadına yönelik şiddet kamu güzel şeyler yaptı”
Arslan, sözleşmenin iş yerlerinde yaşanan şiddet ve tacizin ortadan kaldırılması için aracı olduğunu söyleyerek, “İstanbul Sözleşmesi etrafında yapılan tartışmaların sözleşme imzalanırken veya çıkarken ortaya çıkan çeşitli tartışmaların dışında C190’ın tamamen iş yerlerinde yaşanan şiddet ve tacizin ortadan kaldırılması mücadelesinin bir aracı olduğunu hep anlatmaya çalıştık. Bu bizim temel görevimizdir. Tabii ki bu sözleşmenin Türkiye tarafından imzalanmasını ısrarla, inatla istemeye devam edeceğiz. Haksızlık etmeyelim. 2002’den bu tarafa şiddetle mücadele, kadına yönelik şiddet, aile içi şiddet ve benzeri konularda gerçekten kamu inanılmaz güzel şeyler yaptı. Pek çok bakanlık, başta Jandarma olmak üzere pek çok alanda yasal düzenlemeler ve sahada, alanda bizatihi bununla mücadele eden bir kısım kurumlarımız var. Ama hala şiddet konuşuluyor. Medya bu işi de körüklüyor maalesef” sözlerini kullandı.

“Kadınların uğradığı şiddeti çözmezsek büyük bir hukuksuzluğa beraber imza atmış oluruz”
Kadınların uğradığı şiddeti duymazdan gelinirse büyük bir sorumluluk, büyük bir vebal ve çözülemezse büyük bir hukuksuzluğa imza atılmış olunacağını vurgulayan Arslan, şunları konuştu:
“ILO C190 sayılı sözleşmenin Türkiye tarafından imzalanmaması ve ilgili mevzuatın çıkarılmamasına rağmen HAK-İŞ Konfederasyonu olarak sendikalarımıza bir yol gösterici çalışma yapmak istedik. Toplu sözleşme müzakerelerinde iş veren ile ciddi pazarlıklar yaparak bu maddeleri bir şekilde bizim toplu sözleşmelere yerleştirmemiz gerekiyor. Çünkü ILO C190’ın hedefleri sadece işçiler değil iş verenler de. Hep birlikte aslında biz şiddet ve tacizle mücadelede bir arada olursak başaracağımızın farkındayız. Aslında bir bütün olarak iş yerinde şiddet ve tacizle mücadeleyi daha da ileriye taşıyacak bir sorumluluğu da üstlenmiş olacağız. Bunu yapmak için konfederasyonumuz her alanda olduğu gibi inşallah bu alanda da öncülüğünü devam ettirecek. Onların uğradığı şiddeti duymazdan gelirsek büyük bir sorumluluk, duyamazsak büyük bir vebal, çözemezsek büyük bir hukuksuzluğa da beraber imza atmış oluruz.”
HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan, basın açıklaması sonrası “Şiddete Sıfır Tolerans Politika Belgesi”ni imzaladı. Ardından konfederasyonun genel başkan yardımcılarıyla hatıra fotoğrafı çektirdi.

Haber Resimleri

,,,