Tarih: 30.11.2021 14:40
Yaşanabilir bir dünya için toplandılar
Günümüzün en büyük problemlerinden olan çevre-su-toprak-hava kirliliği, küresel ısınma ve sera gazlarının yayılımı sonucunda oluşan iklim değişikliği ve sürdürülebilirlik kavramları tüm yönleriyle ele alınacağı “Sürdürülebilir ve Yaşanabilir Bir Dünya İçin Biyoekonomi Çalıştayı” Manisa CBÜ ev sahipliğinde başladı. Çalıştayda akademisyenler, araştırmacılar, kurum ve sanayi temsilcileri bir araya gelerek iklim değişikliği ile ilgili sorunları gündeme alacak. Öte yandan katılımcılar tarafından bugüne kadar yapılan çalışmalar ve deneyimler paylaşılarak mevcut durum hakkında değerlendirmelerde bulunulacak.
Çalıştay sonucunda da ortak bir eylem planının ortaya konması ve geniş kitlelerde farkındalık oluşturularak bu sorunlara çözüm üretebilecek bir platform kurulması amaçlanıyor.
“İklim Değişikliğinin Gıda ve Tarım Alanındaki Mevzuatlara Etkisi”, “Global Düzeyde Sürdürülebilirlik ve Biyoekonomi” ve “İklim Değişikliğinin Çevre ve Enerji Araştırmaları Üzerine Etkileri” gibi konuların ele alındığı çalıştayın birinci günü düzenlenen törenle başladı.
“İleriye dönük kaliteli bir mirası bırakamıyoruz”
Çalıştayın açılış konuşmasını yapan Manisa CBÜ Rektörü Prof. Dr. Ahmet Ataç, “İçinde yaşadığımız dünyaya baktığımız zaman hakikatten her türlü imkanından yararlandığımız, yaşam boyu kalitemizi arttırmak üzere onun bize sunduğu fırsatları değerlendirdiğimiz dünyamızı ve içindeki canlıları gerek sanayi gerek çevre gerekse bizim kullanım alışkanlıklarımıza bağlı olarak bıraktığımız izlerle ileriye dönük kaliteli bir mirası bırakamıyoruz. Gerek şehir yaşamının getirdiği gerekse de modern yaşamın getirdiği küresel yaptırımlar, bazen de dayatmalar bizim gelecek nesillere kaliteli bir dünya mirası bırakma noktasında pek de başarılı olmadığımızı, olamayacağımızı göstermekte. Bu bağlamda üniversitelere düşen görevlerin en başında gelen akademik eğitim ve öğretimle beraber gelişen ve küresel ölçekte meydana gelen tüm boyutlara kendini bigane hissedip yabancı kalmak yerine süreçte alabileceği pozisyonla gelecek nesillere insanlığa kaliteli bir miras bırakabilmenin görev ve sorumluluğu içerisinde yaşadığımız iklim değişikliği ve buna bağlı olarak tarımda yaşanabilecek ürün, desen çeşitliliği, buna bağlı olarak gelecek insanların ekosisteme uyum sağlayabilmesi noktasında sarf edeceğimiz çabalar bunların tamamı üniversitelerin topluma karşı bir sorumluluğu olarak bildiğimizden dolayı çalıştay için 3 ay öncesinden çalışmalarımızı yaptık. Platformu biz oluşturalım, sınırlar çerçevesi içinde akademisyenler, bilim insanları o sınırlarla sınırlı kalmasınlar, özgün fikirlerini özgür fikirlerini ortaya koysunlar. Bu özgün ve özgür fikirlerden çıkacak neticeyi biz toplumumuzun istifadesine sunalım istedik” dedi.
Geçtiğimiz yıla oranla yüzde 16 daha az yağış aldığımızı vurgulayan Ataç, “Geçen yıla göre yüzde 16 oranında daha az yağış topraklarımıza düşmüş. Yaratıcı bizden tedbir almamızı istiyor. Bu anlamda çalışmamızı istiyor. Verilen imkan ve fırsatları sorumsuzca kullanmamızı istiyor” diye konuştu.
“2050 yılına kadar tarımsal üretimin yüzde 25 ile 50’si arasında bir azalma olacağı öngörülüyor”
Rektör Ataç’ın ardından bilgilendirmelerde bulunan çalıştayın Oturum Başkanı Doç. Dr. Umut Burak Geyikçi, “Bu küresel ısınmada yaptığım bir araştırmada 1 derecelik ısınmadaki artışın buğday üretiminde yaklaşık yüzde 6 oranında azalttığı, mısırda yüzde 7.4 oranında bir azalmaya neden olduğu ve ya pirinçte yüzde 3,2’lik bir azalma gördük ki, 2050 yılına kadar önlem almazsak yaklaşık 3 derecelik bir ısınmayla dünyadaki toplam tarımsal üretimin yüzde 25 ile 50’si arasında bir azalma olacağı öngörülüyor. Bu anlamda 3 ürün çok etkileniyor. Bunlardan bir tanesi üzüm. Üzüm de Manisa’nın gurur kaynağı” ifadelerini kullandı.
“İklim değişikliğinin getirdiği etkilerden dolayı mevzuat değişikliğine gittik”
Çalıştayda açıklamalarda bulunan Manisa Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, “Biyoekonomi kavramının içerisinde son yıllarda en çok tartışılan sürdürülebilirlik. Sürdürülebilir olmak hakikatten artık üretimin ilk başında planladığımız iş. Bizler de proje üretirken sürdürülebilirlik kavramını en temele koyduk. 1 kilogram sebze için 322 litre su, 1 kilogram et için 8 bin 376 litre su harcıyoruz. Dolayısıyla bütün bunları bilerek yapacağımız yeni çalışmalarda yeni teknolojilerde biyoteknolojide bu bilgileri referans alan ve bu bilgilerle yapacağımız mevzuat düzenlemeleri bu referanslar üzerinden olmak zorunda. Biz dünyada tüketilen suyun yüzde 73’nü tarımda kullanıyoruz. Bu dünyada yüzde 71, bizde yüzde 73 oranında. Dolayısıyla en fazla su tüketen sektör tarım. Biznden sonra sanayi yüzde 10-18 civarlarında. Dünya kaynaklarını üretirken en çok kullanan sektör tarım olarak, mevzuat olarak çok önemli sorumluluklar düşüyor. Mevzuatlar da artık şekilleniyor. Biz Tarım ve Orman Bakanlığı olarak hiçbir zaman yetersiz yağıştan dolayı desteklemede bulunmamıştık. Ama bu yıl Türkiye’de yetersiz yağış ve kuraklıktan dolayı bir destekleme yaptık. Bundan da Manisa olarak 8 ilçemiz 735 mahallemizi faydalandırdık. İşte bize iklim değişikliğinin getirdiği etkilerden dolayı mevzuat değişikliğine gittik” diye konuştu.
“Manisa’da üreticiler daha az su tüketen ürünlere yöneldi”
Manisalı üreticilerin mısır gibi çok su tüketen ürünler yerine daha az su tüketen ürünlere yöneldiğini belirten Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap, “Su kaynaklarımızı güvence altına almadığımız takdirde tarıma dayalı potansiyelimizde sürdürülebilir olamayız. Manisalı üreticilerimiz ve işletmelerimiz de suyun kıymetinin farkındalar. Suyun kullanımında da esasında sondajlarla suyu yer altından çektiğimiz zaman suyun da aslında maliyeti yüksek bir kaynak olarak görüyoruz. Manisa’da artık su potansiyeline göre üretim potansiyeli yapılmaya ve daha az tüketen ürün ve üretime yönelmeler de başladı. Biz 3 yıldan beri daha az sula daha fazla yer sulayalım diyoruz. Çünkü yıllara baktığımız zaman kuraklığı görmeye başladık. Onun için bu kapalı basınçlı su sistemlerinin önemini de her fırsatta dile getiriyoruz. Son yıllarda mısır üretiminde ülkemiz ciddi bir şekilde ithal mısır getiriyor. Ama bundan sonra herhalde biraz daha fazla gelecek. Mısır üretimine göre daha az su kullanılan pamuk üretimine geri dönüşleri görmemiz bir örnektir. Manisa 2021 yılında yüzde 35,44 pamuk artışı gerçekleştirdi. 2022’de de buna yüzde 20 daha bir pamuk üretimi artışını olabileceğini görüyoruz. Mısır diğer ürünlere göre çok daha fazla su çektiği için pamuğa bir yönelme var. Bu da suyun daha az kullanılmasına sebep vereceği inancında üreticilerimiz” ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından Manisa Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, Manisa CBÜ Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Cevval Ulman, Manisa CBÜ Mühendislik Fakültesi Biyomühendislik Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Hilal Betül Kaya Akkale, Uluslararası Tarımsal Araştırma ve Eğitim Merkezi Müdürü Tuncay Topdemir ve Manisa Ticaret Borsası Başkanı Sadık Özkasap tarafından sunumlar yapıldı.
İkinci gününde “Gıda ve Tarım”, “Enerji Kaynakları”, “Kutup ve Deniz Araştırmaları”, “Çevre ve Şehircilik”, “Sağlık, Sosyal ve Toplumsal Hayat”, “Hayvan Sağlığı ve Biyoçeşitlilik” olmak üzere altı çalıştay gurubu oluşturulacak olan ikinci günde de tartışılan konuların detayları ve alınan kararlar raporlanarak gün sonunda panelle birlikte sonuç raporu şeklinde sunulacak.
Öte yandan çalıştaya Manisa Valisi Yaşar Karadeniz, Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Ali Öztozlu, Manisa İl Emniyet Müdürü Ömer Uslusoy, Yunusemre Belediye Başkan Yardımcısı Şule Uygur da katılarak destek verdi.
Haber Resimleri
,
,
,
,
,
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
google-site-verification=fbYrMdn3Hyi0caRejTjzseDQOCgT9wF5nMcdT4_yxLI