IPPAS’ın Türkiye’ye yönelik 12 Kasım’da sona eren son misyonu, Bulgaristan Nükleer Düzenleme Kurumunun Fiziksel Koruma ve Nükleer Madde Bölümü Başkanı Ivan Gorinov tarafından yönetildi. Söz konusu ekipte Fransa, Pakistan, Romanya, ABD ve IAEA’dan 6 uzman daha yer aldı.
Ekip, Türkiye Nükleer Düzenleme Kurumu (NDK) yetkililerinin yanı sıra, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, Dışişleri Bakanlığı, Milli Savunma Bakanlığı, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, Emniyet Teşkilatı, Sahil Güvenlik, gümrük görevlileri, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) ile Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı da dahil olmak üzere, diğer ilgili bakanlıkların ve resmi kuruluşların temsilcileriyle bir araya geldi.
İnceleme kapsamında ekip, Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumunun (TENMAK) iki kampüsü, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Eczacıbaşı-Monrol Nükleer Ürünler Radyofarmasötik Üretim Tesisi de dahil olmak üzere radyoaktif maddelerin kullanıldığı 4 tesisi ziyaret etti.
Ekip, nükleer ve diğer radyoaktif maddelerin, nakliye dahil ilgili tesislerin ve faaliyetlerin güvenliğine yönelik yasal ve düzenleyici çerçeveyi ve siber güvenlik düzenlemeler, lisans verme, denetimler ve uygulama gibi düzenleme uygulamaları ve nükleer güvenliğe dahil olan paydaşlar arasındaki koordinasyonu gözden geçirdi. Nükleer tesislerle birlikte ilgili tesislerin ve nükleer maddelerin fiziksel korunmasına yönelik nükleer madde muhasebesi ve kontrol önlemleri de tüm IPPAS misyonları kapsamında yakın gelecekte eklenmesi öngörülen bir pilot özelliğin parçası olarak incelendi.
Türkiye’nin IAEA’nın nükleer güvenliğin temelleri konusundaki rehberliğinin temel unsurlarıyla bir nükleer güvenlik rejimi kurduğunu gözlemleyen ekip, nükleer güvenliğin daha da geliştirilmesi ve sürdürülmesi konusunda Türkiye’yi desteklemek için çeşitli tavsiye ve önerilerde bulundu. Nükleer güvenlik faaliyetlerini güçlendirmeye yardımcı olmak için diğer IAEA’ya üye devletlere örnek teşkil edebilecek uygulamalar belirlendi.
“Türkiye’nin IPPAS misyonu talebi, nükleer güvenliği artırma konusundaki kararlılığını ve çabalarının sürekliliğini gösteriyor”
IAEA Nükleer Güvenlik Bölümü Direktörü Elena Buglova, konuya ilişkin olarak şunları belirtti:
“Türkiye’nin IPPAS misyonu talebi, nükleer güvenliği artırma konusundaki kararlılığını ve çabalarının sürekliliğini göstermektedir. Uluslararası uzman ekibin tespitlerini takip etmeye yönelik gelecek çalışmalar, ülkede sürdürülebilir bir nükleer güvenlik rejimi sağlayacaktır. Aynı zamanda, en yüksek düzeyde nükleer güvenliği sürdürmek, küresel toplumu tehditlere karşı daha korumalı hale getirecektir.”
“Türkiye, bu kritik dönemde misyona büyük önem vermektedir”
Nükleer Düzenleme Kurumu Başkanı Dr. Zafer Demircan da yaptığı açıklamada, “Akkuyu Nükleer Santrali ile nükleer enerji programını hayata geçirmek üzere olan Türkiye, bu kritik dönemde misyona büyük önem vermektedir. Türk hükümeti, ulusal nükleer güvenliği güçlendirmenin yanı sıra ulaşım ve bilgisayar alanları ile tesislerin güvenlik durumunu artırmak amacıyla bu önemli misyonun tespitlerini hayata geçirmeyi sabırsızlıkla bekliyor. IPPAS misyonunun tavsiye ve önerileri, Türkiye’nin nükleer güvenlik rejiminin iyileştirilmesine katkıda bulunacaktır” dedi.
IPPAS misyonları, IAEA’ya üye devletlere ulusal nükleer güvenlik rejimlerini güçlendirme ve nükleer ve diğer radyoaktif malzeme ve tesislerin korunmasına ilişkin uluslararası araçların ve IAEA rehberliğinin uygulanması konusunda emsallerden tavsiyeler sağlama noktasında yardımcı olmayı amaçlıyor. Bu misyonlar hem ülke çapında hem de tesise özel olarak yürütülebiliyor. Türkiye’deki bir önceki IPPAS misyonu 2003 yılında gerçekleşmişti.
Türkiye, Nükleer Maddelerin Fiziksel Korunması Sözleşmesinde Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanunu Temmuz 2015’te onayladı ve ülkenin nükleer güvenlik rejimine dahil edilmesi de misyon kapsamına alındı.
Türkiye’nin güney kıyısındaki Mersin kentinde inşa edilen Akkuyu NGS, toplam 4 bin 800 MW kapasiteli Rus tasarımı dört VVER-1200 reaktöründen oluşacak. Santralin Türkiye’nin elektrik ihtiyacının yaklaşık yüzde 10’unu karşılaması bekleniyor.
Haber Resimleri
,
,
,