Adalet Bakanlığı ile Şiddetle Mücadele Vakfı (HEGEM) işbirliğinde hayata geçirilecek olan “İnsan Hakları ve Şiddetle Sivil Mücadele Bilincini Güçlendirici Saha Aktörleri Yetiştirme Projesi”, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nde (TOBB) düzenlenen programla tanıtıldı. 11. Kalkınma Planı ve İnsan Hakları Eylem Planı çerçevesinde Adalet Bakanlığı ile Şiddetle Mücadele Vakfı’nın katkılarıyla hayata geçirilecek olan projenin TOBB Sosyal Tesisleri’ndeki açılış törenine HEGEM Başkanı Adem Solak, TOBB Uyum Arabuluculuk ve Uyuşmazlık Çözüm Merkezi Genel Müdürü Onur Yüksel, Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Hakan Öztatar’ın yanı sıra 7 bakan temsilcisi, 22 üniversite rektörü ve diğer ilgililer katıldı. Açılış töreninde konuşan HEGEM Başkanı Adem Solak, şiddeti tam anlamıyla kavrayamamanın çözümde eksikliklere yol açtığını söyleyerek, “Şiddet zor ve sıkıntılı bir konu. İnsanca yaşama hakkının birinci sırasına güvenliği koymak, şiddetsiz yaşama hakkını koymak gerekir. Gündelik yaşamda şiddeti daha çok medya üzerinden yaşanan son bir olay üzerinden anlama ve algılama yanılgısına düşüyoruz. Bu da gerçekten bizim bu mesele üzerinde eksik kalmamıza sebep oluyor. Biz şiddeti bir olgu olarak ele almadığımız zaman ciddi bir şeyler eksik kalıyor. Cinsiyete dayalı aldığımız zaman ciddi bir şeyler eksik kalıyor. Şiddeti tanımlamada, anlamada sıkıntımız var. Tanımlama, anlama eksik olunca önleme de sıkıntıya düşüyor. Hepimiz şiddetin içerisindeyiz, maruz kalmışız. Şiddeti doğru anlamanın önemi, sahada çalışmaları doğru organize etmenin altında yatmaktadır” değerlendirmesinde bulundu.

“Sahadaki en büyük ihtiyaç şiddetle ilgili aktörlerin olmaması”
Hayata geçirecekleri proje hakkında bilgi veren Solak, “Şehirleşme, sanayileşme, modernleşme, nüfus artışı, göç her zaman suçun artmasına sebeptir. Yapmamız gereken şey elbette bu sosyal değişimlere karşı yeni kurumlar oluşturmamız, yeni çözümler oluşturmamız, zora giren sosyal dokuyu güçlendirecek tedbirler almamız. Geldiğimiz noktada dünyada olup bitenleri bilmenin en önemli kurumsal yeri üniversitelerdir. Biz de buradan bakarak, son 6 senede 30’dan fazla bilimsel saha araştırması yaparak, 70’den fazla üniversiteden 500’den fazla bilim insanının katıldığı küçük projelerle onlarca saha çalışması yaptık. Sahadaki en büyük ihtiyaç şiddetle ilgili aktörlerin olmaması. Bu projenin amacı insan hakları, şiddet, demokrasi kültürü, birlikte yaşama kültürü kavramlarının iç içe kavramlar olduğunun anlaşılmasını sağlamak. Bunu sağlamaya çalışırken de işin ehli insanlarla bunu yapmak” diye konuştu.

“Amacımız, toplumun barışçıl şekilde dönüşümüne bir katkı sağlamak”
Adalet Bakanlığı Hukuk İşleri Genel Müdürü Hakan Öztatar ise, insanların problemlerini şiddete başvurmadan çözmelerini amaçladıklarını belirterek, “Bugün burada arabuluculuğun bir barış kültürü olduğunu konuşmak üzere geldik. Burada biz üniversiteler içerisindeki barış ortamının oluşturulması, değerlendirilmesi, barış kültürünün oluşturulması ve bu anlamda da oradaki uyuşmazlıkların barışçıl şekilde çözümlenmesini konuşmak için geliyoruz. Bugün sizlerle birlikte üniversitelerimizde bir başka projeyi başlatıyoruz. ‘Kampüs Arabuluculuğu’ dediğimiz, kampüs içerisindeki gerek öğretim üyelerimiz arasındaki dargınlıklar, öğrenciler ile aralarındaki küskünlükler, hukuk ve ceza konusu olmayan, barış içerisinde üniversite içerisinde yaşam kalitemizi artırmak adına, beraber yaşama kültürünü artırmak adına için bu projeyi başlatıyoruz. Amacımız, toplumun barışçıl şekilde dönüşümüne bir katkı sağlamak. Sorunların iletişimle, müzakereyle çözümlemesine kavuşmasını sağlamak. Sonucunda da bir barış projesi olan arabuluculuğun toplumda yaygınlaşması, insanlarımız arasında kavga olmadan sorunların çözülebilme becerisinin artması” şeklinde konuştu.

Haber Resimleri

,,