Tarih: 14.11.2021 16:35
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan ek gösterge müjdesi: 'Önümüzdeki yılın sonuna kadar çözeceğiz' (2)
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen “7. Memur-Sen Büyük Türkiye Buluşması” programına katıldı. Programda yaptığı konuşmada muhalefeti eleştiren Erdoğan, “Bizim dünyamızda sadece kardeşlik, muhabbet varken, karşımızdakiler gerilimden, kavgadan besleniyor. Bizim dünyasıza hangi siyasi görüşe sahip olursan ol milletin tamamını kucaklama varken, karşımızdakiler insanımızı ayrıştırmanın hesabını yapıyor. Biz 84 milyonu birliği için uğraşırken, karşımızdakiler vatandaşlarımızı kamplaştırmaya çalışıyor. Biz ülkemizi muasır medeniyetler seviyesinin üstüne taşımak için koştururken, karşımızdakiler tüm enerjilerini Türkiye’yi paçasından tutup aşağı çekmeye harcıyor. Ülkemiz ve milletimiz için herhangi bir hayalleri, vizyonları yok. Sıra iftiraya, yalana, çirkefliğe, küfre geldiğinde sınır tanımıyorlar. Bu sabotaj siyasetinin kaptan köşkünde uzunca bir süredir olduğu gibi yine CHP bulunuyor. Yabancıları ile yancıları ile birlikte milli kalkınma projelerimizi engellemeye çalışmaktan, şehit yakınlarına galiz hakaret yağdırmaya kadar her türlü rezilliği sergiliyor. Dün 27 Mayıs’a giden yolu yalan ve provokasyonlarla döşeyenler, bugün aynısını çok daha pervasız şekilde yapmak için çırpınıyorlar. Sandıkta milletten yediği tokadın rövanşını, öğretmeninden hakimine, polisinden esnafına, çiftçisinden şehit yakını ve gaziye kadar ülkesine hizmet eden herkesi tehdit ederek almaya çalışan kirli bir zihniyetle karşı karşıyız” ifadelerini kullandı.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in mecliste yaptığı konuşmayı hatırlatan Erdoğan, “Bir kadın genel başkana parlamento çatısı altında Allah aşkına küfretmek yakışır mı. Yahu sen bir kadınsın. O küfrü nasıl yapıyorsun. Ama şunu bil ki bu millet kime neyi yakıştıracağını çok iyi biliyor” şeklinde konuştu.
Muhalefetin seçim döneminde meydanlarda verdiği sözleri çiğnediğini belirten Erdoğan, “Kimsenin ekmeğe ile oynamayacağız diye verdikleri namus sözünü, yerel yönetimler personel kıyımına imza atarak çiğnediler. Vakıfları, dernekleri, sivil toplum kuruluşlarını hedefe alan 28 Şubat artığı uygulamaları hortlattılar. Seçimden önce liyakatı esas alacağız diye ahkam kestiler. Seçimden sonra belediye kadroları bölücü terör örgütü uzantıları başta olmak üzere yandaşlarına peşkeş çektiler. Yaptıkları kepazeliği de utanmadan en yetkili ağızlardan itiraf ettiler. Kendileri ile aynı ideolojik çizgiler dışında hiçbir sendikanın etki alanlarında faaliyet yürütmesine izin vermediler. İşçinin, emekçinin, memurun hakkını savunacak, hukuksuzluğa karşı çıkacak, bunların zulümlerine dur diyecek hiçbir yapının yanlarında varlık göstermesine imkan tanımadılar. Bu zihniyetteki belediyeler, son 2.5 yılda ortaya koyduğu yaklaşım ile nasıl bir ülke hedeflediğini açık şekilde göstermiştir. Artık şu gerçekleri iyi görüyoruz. Bunların hayalindeki Türkiye baskının, diktanın, faşizmin kol gezdiği, farklılıklara tahammül edilmediği bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye tıpkı tek parti dönemindeki gibi milletin değerlerinin aşağılandığı bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye insanımızın öz yurdunda parya muamelesi gördüğü bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye ekonomisi IMF komiserleri ile yönetilen, savunması dışa bağımlı, üretmeyen, büyümeyen bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye bölücü terörle mücadele yerine teröristle komşu olmayı terci eden bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye milli çıkarlarını bile savunmaktan aciz, özgüven yoksunu, itibarsız, pespaye bir ülkedir. Bunların hayalindeki Türkiye batı başkentlerinin müstemlekesi haline gelmiş, ekonomik bağımsızlığı olmayan bir ülkedir. Bunların tek vaadi kendilerini ifade ettiği gibi eski Türkiye’yi yeniden hortlatmaktır. Hep birlikte yürüttüğümüz hak ve hakikat mücadelesini sonuna kadar sürdürerek milletimizi bu zihniyetin insafına inşallah bırakmayacağız” diye konuştu.
'Yabancı ülke büyükelçiliklerini ağlama duvarında çevirenlerin bırakın Türk demokrasisini, kendi partilerine bile faydası dokunmaz'
“Eski Türkiye sözü verenlerin bu ülkeye hayrı dokunmaz” diyen Erdoğan, eleştirilerini şöyle sürdürdü:
“Memurları tehdit eden, kendinden olmayı dışlayanlara büyük ve güçlü Türkiye inşa edilemez. Yabancı ülke büyükelçiliklerini ağlama duvarında çevirenlerin, bırakın Türk demokrasisini, kendi partilerine bile faydası dokunmaz. Ne kadar saklamaya çalışsalar da bizim gibi milletimiz de bunları çapını iyi biliyor. Karşımızdaki zihniyetin Türkiye’yi sadece geriye götüreceğini son 19 yılda elde ettiği kazanımları kaybettireceğini halkımız çok iyi görüyor. Bunun için onca saldırıya rağmen kamu görevlilerimiz de desteklerini bizden esirgemiyorlar.”
“3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz”
Memurlara 3600 ek gösterge müjdesi veren Erdoğan, “Ülkemizin imkanları genişledikçe memurlarımızın da bundan istifade etmesini sağlıyoruz. Bu güne kadar sabit ücretle çalışan kardeşlerimizi enflasyona ezdirmedik, bundan sonra da ezdirmeyeceğiz. Kamu görevlilerimizin maaşları ile beraber özlük hakları gelişmesi için pek çok olumlu adım attık. Memurlarımızın toplu görüşmelerde tüm taleplerini eldeki imkanlar çerçevesinde daima dikkate aldık. Bu doğrultuda hiç de azımsanmayacak bir mesafe kat ettiğimizi görüyoruz. Toplu sözleşme hakkını anayasal güvenceye biz kavuşturduk. Toplu sözleşmede anlaşmazlık yaşanması halinde başvurulacak mekanizmaları biz oluşturduk. Disiplin kurullarında sendika temsilcilerine yer vermenin yanında, disiplin cezalarına yargı yolunu biz açtık. Geçici personel statüsü sözleşmeliye dönüştürdük ve sendikaya üye hakkı tandık. Çeşitli dönemlerde 280 bin sözleşmeli personeli kadroya geçirdik. Kılık kıyafet yasaklarını kaldırmakla kalmadık inanç özgürlüğü ile ilgili güvenceler getirdik. Maaş promosyonlarının doğrudan personele ödenmesini temin ederek kamu görevlilerimiz ek gelir sağladık. Emekli kamu görevlilerine maaş promosyonu ve bayram ikramiyelerine kadar pek çok deste verdik. Sicil notu ve sicil raporu gibi objektiflikten uzak uygulamaları kaldırdık. Engellilere ve devlet korumasındaki evlatlarımıza verilen kamuda istihdam hakkının düzenli bir şekilde işletilmesini temin ettik. Bu kapsamda öğretmenlerimiz başta olmak üzere kamu personelimizin önemli bir kısmını kapsayan 3600 ek gösterge meselesini önümüzdeki yılın sonuna kadar çözüme kavuşturmayı planlıyoruz. Memur-Sen’in bu konunun neticelendirilmesi konusunda gösterdiği gayretin şahidiyiz. Bizim yıllar önce sözünü verdiğimiz ve hazırlıklarını başlattığımız 3600 ek gösterge meselesini sahiplenmeye çalışan CHP gibi fırsatçılar olduğunu da görüyoruz. Neyse ki milletimizin hafıza kayıtlarında bunların hepsi mevcut. İnşallah bundan sonra da Memur-Sen ile iş birliği halinde kamu görevlilerimizin durumlarını iyileştirmeye devam edeceğiz” dedi.
'Biz bu makamda olduğumuz müddetçe kimse sizin kılınıza dahi dokunamaz'
Konuşmasının sonunda kamu görevlilerine çağrıda bulunan Erdoğan, “Türkiye’de ne mafyaya ne de mafya siyasetine yer vardır. Tehdit dilini siyasetlerinin öznesi haline getirenlerin bu ülkenin memurunu, öğretmenini, polisini, hakimini, savcısını rahatsız ve huzursuz etmesine asla izin vermeyiz. Biz bu makamda olduğumuz müddetçe kimse sizin kılınıza dahi dokunamaz. Yeter ki siz çalışın, üretin, ülkemize ve milletimize aşkla hizmet edin. Yeter ki siz görevinizi hakkı ile yerine getirmenin çabasını verin. Gerisi sadece lafı güzaftır. Teneke gürültüsünden ibarettir. Biz tüm kamu görevlilerimize güveniyoruz” dedi.
Haber Resimleri
,
,
,
,
,
,
,
,
,
Orjinal Habere Git
— HABER SONU —
google-site-verification=fbYrMdn3Hyi0caRejTjzseDQOCgT9wF5nMcdT4_yxLI